21 Haziran 2010 Pazartesi

İşte.

İstanbul işi de yattı. Ne kadar bahtsız (nasıl yazıldığından emin değilim vala) bir insan olduğum gerçekten artık apaçık ortada.
Bunların yanında günler güzel geçiyo lan. Dün falan. Ayrı bi güzeldi. Bu haftayı düşünmek istemiyorum ama ben. Düşündükce nefes alamıyorum çünkü. Of. Hayırlısı diyip geçiyorum. Sonraa noldu bakıyim. Yok la başka bişey. Böyle işte.
Ha bi de mutlu olmak nasıl bişeymiş biliyorum ben artık. Burdan beni mutlu eden ve kendini bilen arkadaşa çok aşırı teşekkür ediyorum. Reklama gerek yok o kendini biliyor. Yerler. Ee sonra.
Havalar kötü yaa. Dün ıslandık çok. Bi anda yağmaya başladı resmen. Gök gürültüsü de eklendi bunaa. Zaten korkuyorum ben ondan. Dalga geçmeyin, korkuyorum. Kötü anılarım var. Sonraaa.
Feridun Düzağaç'a takmış durumdayım. 7/24 onu dinler oldum. Kötü bi durum.
Öhöm sonra. Aa farkettim ki garip şeyler paylaşmayalı çok olmuş. Bulursam hemen uçurucam buraya. Böyle günlük gibi yazmaya başladık çünkü. Erdem aylık olarak kullanıyo o ayrı bi mesele tabi.
Neyse. Dönücem ben size.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder