31 Mayıs 2010 Pazartesi

selam.
gossip girl izleyerek geçen maceralı günlerimde, geometri ve kimya çözerken sörf yapmayı da ihmal etmiyorum. dalgaların boyu arada 3 metreyi bulsa da, trigonometride üstüme tanımıyorum.
İtiraf ediyorum hırkanı çaldım Erdem.

30 Mayıs 2010 Pazar

Bira gömmek

meraba.
dün armağan ve erkut bizde kaldı.gece yurovizyon takıldık sonra yattık uyuduk.dün olan herşeyi anlatmıyorum.mutluyum.aşığım.geç orasını.sabah uyandığımızda annemler yoktu.bizde balkonda kahvaltı yaptık,sigaramızı içtik daha sonra dışarı çıktık napcağımızı bilmeden.armağanlara geldik bize bi kaç şort falan verdi denize gidicez diye.4 kişi 12 bira aldık ve aile kampına gittik.birayı saklayarak içmek hiç hoş olmuyomuş bunu öğrendik.bardaklara döküyoruz iiğrenç iiğrenç içiyoruz sonra boş birayı kuma gömüyoruz.bi süre sonra kumda gömcek yer kalmıyo tabi 5-10 adım ileri gidesi geliyo insanın.e hepimiz üşengeceniz.koy götüne gitmiyoz bizde oralara sıkıştırıyoruz.kaldı bize 5 tane biraaa.3 kişiyiz bizde geldik yine armağanlara.ben yazıyı yazarken armağan televizyonda takılıyo yanılmıyosam erkuuta ekmek almaya gidicek.açım lan çok.yemeği yedikten sonra kalan biraları içicez.ve biten ilk biranın sahibi her kimse ''al bunu göm'' deyip espri yapmaya çalışcak.ama yinede herkes gülücek buna.
ha biz denize diye gittik ama sadece içtik ve voleybol oynadık.denize falan giremedik.çok heveslenmiştim oysaki.
Hababam sınıfını seyretcekmişiz.bana uyar.yarınki geometri sınavını kim takar.kalıcam o ayrı bişe.
ben M.O. ile çok mutluyum.
saygı duyarım.
Nazz; fareyi ters kullandığını biliyorum. Deli saçması işlerle uğraşmamız bizi biz yapan şey bunu biliyorum.
Yeni şeyler bulacağım senin için.
Mesela dur ve, bilmiyorum bulamadım şimdi.

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Ben en çok fareyi ters kullanan insanı severim.

27 Mayıs 2010 Perşembe

Yazacak bişey bulamamak.
Aslında çok şey var da. Saçma olm hepsi.

22 Mayıs 2010 Cumartesi

açıkçası ben de aşık ergen kız modundan çıkmak istiyorum artık ama olmuyor bilader.
İşte. Bilgisayar çöktü, televizyon patladı derken.
Evde makarna da bitmiş.

21 Mayıs 2010 Cuma

Hayal çift

19 Mayıs 2010 Çarşamba

-mış

Bugün bizim bayramımız-mış.

18 Mayıs 2010 Salı

To Bursa

Orspu çocuğudur taraftarııı
kertenkele olmuş timsahlarııı
dünyaca ünlüdür Oğlanlarııı
mına koyduğumun bursasııı

16 Mayıs 2010 Pazar

mesela bütün hesaplarımın şifresi aynı olduğu için hiç unutmuyorum.
Derler ki bir yerden sonra acımaz daha fazlaaaa.

Çok becerikli bir insanım beeen. Her yerim kesik artık.

15 Mayıs 2010 Cumartesi

http://fizy.com/#s/19tus5

insanlar şarkıları iyiki coverlıyorlar.

suck

Baş ağrısı dünya üzerindeki en iğrenç olgudur.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Pardon, biraz daha sessiz olur musunuz?

Aşk öyle aptal bir olgudur ki.
Yaşayıp, yaşayabileceğin en supernatural berbat telefon konuşmanızı bile yaklaşık 2 saniye içerisinde özlemeye başlarsınız.
Bu aslında, telefon konuşmasının içeriğinden kaynaklanan bi özlem değildir. Zaten 'sırılsıklam aşık' ya da 'eşşek gibi aşık' gibi sözgruplarıyla nitelendirilebilecek bir durumda olduğunuz için telefon konuşması boyunca, 'ıı', 'ee', 'ööö' gibi anlamsız ses öbekleri çıkartırsınız.
Ama, kimse bilmez ki, sırılsıklam tutulduğunuz yaratık telefonu 'alo' diye açtığında, ilk olarak sesi, sonradan ses tonunun hatırlattığı kokusu bir anda sizi 8. boyuta taşır.
Aşk öyle aptal bir olgudur ki.
Aşk olduğuna bile inanmazsınız bazen.
nasıl canım sıkılıyor varya.
ah bi de anlatabilsem.
karamsar bloglara duyduğum antipatiden ötürü ajdar dan 'muz gibiyim muuz muuuz' dinleyerek kendimi biraz olsun neşelendirmeye çalışıyorum.
buradan, pek sevgili arkadasım erdem' e bu şarkıyı ithaf etmekle beraber, hayat fazla sıkıcı olmaya başlamadan bi ekşın yapmak lazım diyorum.
Kavga da ederim, acile de giderim, dayak da yerim.
Ama diyeceğimi der yapacağımı yaparım.h

Burdan da anlaşılıyor ki aksiyon dolu bi gündü.

11 Mayıs 2010 Salı

Gafama sıkar giderim

Ne yazcağımı bilmeden başlıyorum bu yazıya.gerçekten kafam inanılmaz derecede karışık.herşeyden kurtulmak istiyorum.eskiden yağmur bana hep derdi ''gel kaçalım buralardan çıkalım yola nereye gidersek gidelim'' diye.katılıyorum yağmur.gitmek istiyorum inanılmaz derecede.herkesden herşeyden uzaklaşmak istiyorum.öyle olunca dert falan olmicak gibime geliyo.kimseye haber vermeden çekip gitmek.telefonu yanına almicaksın.bi çantaya eşyalarını doldurucaksın.cebine paranı koyucaksın.kulağına mp3ünü takıcaksın ve buralardan uzaklaşıcaksan.Tanrım!düşüncesi bile güzel.belki geri geldiğimde herşey düzelmiş olur hem.rahata kavuşurum bende.çok mutlu olurum.ama o beni istemezki.evet evet istemez o beni ne zaman dönersem döneyim aynı şeyler olucak.ben mutsuz olucam içim içimi yicek.gidip dönmicem bi daha.tek gereken şey para.gidicem ben.var mı benle gelmek isteyen?
biliyorum bu ara tamamen scıc bi hal aldım ama elimde değil.alkol bile etki etmiyo bu halime o dereceyim lan.
Ah ulan sıdıka.

M.O.

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Hem kansız olup hem de her an suratımdan biryerlerin kanaması. Güzel bi olgu abi.

Tarihi veda

Deniz Baykal istifa etti.eğer bu yazıyı okuyan akp taraftarı birileri varsa onlara sesleniyorum.o kasette emeği geçen herkesin allah bin belasını versin.la siktir et ayrım yapmayı.insan kayırmıyorum hiç.sizinde allah belanızı versin lan.bak zaten depresyondayım delirttiniz iyice beni bunalıma soktunuz.memleketi soyup soğana çevirdiniz lan orspu çocuklarıııı.
hayattan istifa ediyorum.
tamam kötüydü.Saygı duyarım.

9 Mayıs 2010 Pazar

ne zamandır oturup adam gibi film seyretmiyorum.galiba bi ara inanılmaz bi patlama yaşicam.günlerce film seyredicem evden çıkmicam falan.
insan birini sevdiğini ne zaman anlarmış biliyo musunuz?ben artık biliyorum siz sktir edin.
peki ya sakallarımın daha çabuk çıktığı farkettiğim gibi korkmam nolcak.abi kes kes usandım yeminle yaa.daha demin babam içerden bağırdı 'galk git traş ol' diye.bıktım ben olmasam olmaz mı yaa.neyse olur böyle şeyler
bu akşam 40 yılda bir olan bi şey oldu.guiza gol attı.hemde bilardo misali bentlerden aldık sayıyı.
salı günü edebiyat sınavım var ve 6 tane lanet olası yazarın hayatını bilmem gerekiyo.bunları ne zaman yapıcam hiç bilmiyorum.
farkında mısınız bilmiyorum ama bi haftadır falan bunalım içindeyim.alkolum sigaram arttı.iyice serseri bişe oldum ben lan.depresyona mı girdim acaba yaa.zaten burnum hala kocaman.kesin ondan haa

sürreal bir ortam vardı.

Bazen, surreal ortamlar oluşur. İşte bu tür surreal ortamlar, çok çabalansa da bir türlü kelimelerle anlatılamaz. Diğer bir insana anlatmaya çalıştığında ise karşındaki seni hiçbir zaman o ortamdaki tepkiyle karşılamaz. Hatta bazen öyledir ki, 'lan biz buna nasıl gülmüşüz lan. Hiç de komik değilmiş olm.' gibi düşüncelere maruz kalabiliriz.
Bu şekilde gelişen ortamlarda, kendi benliğimizden ayrılarak bambaşka bir yaratıkla yaşamaya başlıyor olsak da çaktırmadan erik yemeye devam edebiliriz.
OĞLUM, NASIL GÜLDÜK AMA. EHEHEHE. AY.
Eğer Samsun yuvarlaksa bulunduğumuz noktaya geri döneriz diyerek başladık yürümeye.
Neredeyiz?

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Ekinci sıradağları

Ekinciler (yani biz) burunlarıyla ünlüdürler.beni tanıyan herkes bilir benim bu güzel burnumu.bi kaç kemik e doğal olarak biraz uzun.tam bi sıradağ görüntüsü.dün akşam bu sıradağlara bi yenisi eklendi galiba.bu güzel burun kırılmış olabilir henüz bilinmiyor.
olay şöyleydi:akşam 9 sularında Atatürk anadolu lisesinde basket oynuyoduk.ben sıkıldım rasimin bisikletini aldım bahçede turluyodum.bi mal arkadaşımda (isim vermek istemiyorum) benim peşimde topla geziyo sırtıma atıp duruyo.bi yerde topu düşürdü bende hızlı sürmeye başladım.aramızda bi 10-15 metre vardı nerden baksan.topu bi fırlattı ve dünyam karardı bi anda.la 1.80lik bedende küçücük top kocaman burnuma geldi yaa.gerçekten büyük beceriksizlik.lan burnum büyüdü daha ne kadar büyüyebilir dediğim burun büyüdü.kafayı yerim kırıldı mı kırılmadı mı düşüncesiyle.

6 Mayıs 2010 Perşembe

Tam olarak "kafam" ağrıyor evet.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Rammstein'nın kimyam üzerinde öyle supernatural etkileri oluyor ki,
ezgilerini duymaya başladığımda deri ceketimi ve postallarımı giyip, böğürerek sokaklarda dolaşmak istiyorum.
Müziğin insan hayatına bu kadar 'damardan' giriyor olması her seferinde beni büyülüyor.
Mesela Lady Gaga.
Demem o ki,
ilkbahar mevsiminde, saat 12-1 sularında uyanıp, balkonda taze çayını yudumlarken muhabbet etmek gibisi yok.

4 Mayıs 2010 Salı

Gidersen git banane yani.
Hatta direk s*ktirgit.


dedi babam.

Türk İnsanı



Sonradan farkettim,
yaz gelmiş.

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Kardeşin bana demedi mi seni skecem diye

o dem

p-d

Birimiz aptal diğerimiz abdal.

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Kafa milyonlar

İçip mideyi karıştırdıktan sonra yeşilyurda gittim.orda tuvalete girdim.tuvaletteyken biri kapıyı vurdu ve ben ona 'kim o?' dedim.
Böyleydim bugün

Romatizim.

"Ortamda romantizm arttı" diyen bi insanı "ortamda romatizma arttı" diye anlayıp "ROMATİZMA NASIL ARTTI LAN" diye bağırmak falan ne biliyim. Aptal işi evet

Pardon, 'kahretsin' nasıl yazılıyordu?

İnsanların hayatlarında bazı zamanlar olur. Gerçekten hiçbir amaçları olmadan, günden ve zamandan dahi haberleri olmadan hergün aynı sabaha uyanırlar. Her sabah turuncu kaselerine koydukları mısırgevreğini sütleyerek ağızlarında evirip çevirirler. Sonra da, hergün giydikleri gömleği ve kot pantolonu geçirirler üstlerine. Aynaya bakmaya gereksinim duymazlar zira görecekleri şey hergünkinden farklı bir şey değildir. Sokaklar yine aynı kokuyordur. Güneş yine aynı taraftan doğmuştur ve bakkalçının üzerinde de aynı kıyafet vardır. Kaldırım taşlarını saymakta sıkıcıdır artık.
İnsanların yüzleri giderek birbirine benzemeye başlar.
Biz insanların, hayatlarında geçirdiği bu 'bazı zamanlar' gelip geçicidir pek tabii. Bu zamanlar bittiğinde ise, insan çarşamba akşamı için planlar yapmaya başlar. Yolda yürürken vitrinlere bakar. Güneşin yönünü değiştirebilmek için farklı yollardan gider.
Sabahları uyandığında, camlarını açıp kendine sütlü bir kahve yapar.
Telefonu vardır ve belirli aralıklarla çalar.
Kalemleri vardır ve kağıtları da.

En nihayetinde, insanoğlu yalnız olmaması gereken bir varlıktır. Yalnızlaştıkça, aynadaki görüntüsüne dahi aşinalığını yitirecek ve her sabah kadın programı izlerken mısır gevreği yemeye mahkum kalacaktır.