29 Aralık 2009 Salı

Tam yeni kayıt tuşuna basmışken betül bana '' blog yazıyosun , hissediyorum. '' gibi garip bi cümle kurdu.bildiği için şok oldum tabi ama bu kısa süreli bi şok oldu.bu aralar kendimi bi garip hissediyorum.neyse artık garipti ya evet.bugün hayvan gibi bi kar yağdı.samsunlular nasıl ya kimi kandırıyon diyebilirler ama zaten samsunda yağdı demedim.kavakta yağdı.her yer bembeyazdı.ve öğle tenefüsünde 3 arkadaş mont,atkı,eldiven vs. gibi şeylerle donanıp dışarı çıktık.herkes bahçede mal gibi ağızlar bi karış açık kartopu oynuyodu.öğretmenlerde vardı hatta bi kaç.bizide oynicak zannettiler ve bişe diyen olmadı.ama biz o soğukta daha iyi bişey yapıp birer sigara yaktık.biri öğretmeni gözlüyodu.bi yandan muhabbet ediyoduk.''öğretmen geliyo lan!!'' diye bi ses duyduk ve sigaraları sakladık.''şaka lan şaka '' dedi snra ve tokat yedi.bu olay iki üç kere oldu.en sonunda öğretmen gelirken çocuk söyledi ama inanan olmadı.ve yandan kalın ve otoriter bi ses '' kim var orda samet nabıyosun sen bu havada? '' dedi sanki bilmiyomuşcasına.bizde sigaraları atıp kartopu oynar gibi yaptık.gün yeterince saçmaydı zaten.eve geldim.yemek yedim falan annemler gitti.hemen peşine üst kat komşumuz olan gizem geldi.önce hiç konuşmadı sonra ''sana bişe anlatcam.'' dedi.''anlat'' dedim.sonra yine sustuk.konuşmuyoduk.biraz zaman geçti ''ama bana bak konuşurken önemli'' dedi.içimden önemli olmasa orana burana mı bakıcam zaten dedim ama dışarı vurmak istemedim.e tabi saçma geldiği için bakmadım.sonra biraz alındı ve ''zaten önemli değildi boşver'' deyip çekti gitti.anlam veremediğim şeyler oluyo bu aralar.
mesela bizim evden patrona gidene kadar 5 cenaze görmem gibi.hatta jazz cafeye giderken annesini bi köşeye sıkıştırıp kolunu ısırmaya çalışan çocuk gibi.bu dönemde bile zombi var düşünün artık siz.olaylar garip.dünya ise acımasız.kendini koruyun lan.

27 Aralık 2009 Pazar

Lan Betül olm gibi bi cümle kurmayı başardığın için öncelikle seni kutluyorum Erdem. Olm tek benim mi lan blog. Alaam yareppim. Yazınca saçmalıyorum sonra kızıyon ben de yazmıyorum. Tamam daha hiç kızmadın ama olsun yani. Bulurum elbet yazacak birşey. Hem bu aralar çok yoğundum ben. Sınavlar falan. Yazcam yarın akşam bişeyler söz. Yazmasam bile paylaşacağım. Hem sen de yazsana olm!
Lan betül olm niye yazmıyon yazsana.gırıcam bak kafanı gözünü boş dursun diye mi yaptık biz bu blogu.fantazi mi yapcan blogla lan.yaz dövücem bak.

23 Aralık 2009 Çarşamba

Gay time

Kavak

Kavak Anadolu Lisesinde okumak bi farklılıktır. En azından adı var yani.
Nerde okuyosun sen?
-Kavak.
Karşındaki öküz bi insansa eğer:
-Oha! tepkisini verir.
Nazik ise:
-Yazık yaa. tarzında bi tepki verir. Sonra her ikisi de sana acır. İlk soru gelir.
-Her gün gidiş geliş mi yapıyorsun?
Evet diyince yine aynı tepkiler. Acıma devam eder. Sonra anlatırsın insanlara okulu falan. Bu sefer hepten acırlar. Sonra geçer bütün acıma hissi. Az daha çok çalışsaydın da daha iyi bi yer kazansaydın tarzındaki söylemler başlar. Bişey anlatcam mesela şimdi.
Geçen sene servise gitmek için yürüyorum. Yol uzun tabi. Yağmur da yağıyodu. Bi polis arabası önümde durdu. Ne yaptım acaba diye düşünmeme vakit kalmadan polis amca nereye gittiğimi sordu. Ana yola yürüyorum dedim. Gel ben götüreyim dedi. Polis olduğu için güvendim bindim. Beni birine benzetmiş aslında. Neyse. Sonra o kutsal soruyu sordu.
*Nerede okuyorsun sen?* 
Kavak Anadolu Lisesi dedim.
Her gün gidip geliyor musun yoksa dedi. Aynadan baktığımda gözlerinin ne kadar büyüdüğünü farkettim. Sonra yazık dedi. Ben de alıştım artık ya. Yol eğlenceli diyip o kadar da kötü olmadığını anlattım. Ama acıma hissi geçmemişti. Hatta şöyle bi cümle kurdu. Benim de kızım var 7'ye gidiyor. Kavak falan yazdırmam ben ona. Haline baksana kızım. Her gün bu saatte kalkılır mı dedi bide. Duymazlıktan geldim teşekkür edip arabadan indim. Hep aynı tepkiler. Hiç değişmedi daha. Neden küçümsüyonuz ki Gavağı? Gavak Samsunun başkentidir. Kimse bilmez bunu. Biz biliyoruz ama.
Okul kötü olsa bile servis kısmı eğlenceli. Tek çekilir yanı bu itiraf ediyorum.
Kavakta okuyorum ben. KAVAK!

Ha bide konuşmam değişiyor sanırım gittikçe. K harfi yerine G harfi kullanıyorum resmen ya.

17 Aralık 2009 Perşembe

16 Aralık 2009 Çarşamba

Blogu günlük olarak kullanıyoruz sanki birazcık. Neyse.
Bugün yine uyuyakaldım. Ama hiç umrumda olmadı sanki. Uyuyakalmamışım gibi uyuşuk uyuşuk hareket ettim. Ağır ağır yedim yemeğimi. Evet bu sabah da biber dolması ve sarma yedim. Bu benim kahvaltım oluyor. Anca doyuyorum ben bunlarla. Neyse. Servise farklı bi yoldan gitmek istedim bide bu sabah. Metro yoluna atladım demirlerden ve ordan yürüdüm. Köpekler falan da vardı ama pek bişey ifade etmiyorlar artık benim için. Servise bindim. O iğrenç şarkılar çalıyordu yine. Arap Şükrü ile başlamıştım güne. Ne harika bi gün ama. Yerime oturup üstteki hoparlörü (sanırım böyle yazılıyordu) kapattım ve kulaklığımı takıp yazılıya çalışmaya başladım. Böyle böyle okula geldik işte. Okula girişimle dünyam karardı zaten. Yazılı olduk falan derkeen okul da bitti. Yine servis. Yine iğreç şarkılar. Akşamları sevise bişeyler oluyor ve böyle bi kargaşa oluyor falan. Önden biri hoparlörü açmamı istedi. Açmadım. Aç dedi açmicam dedim. Yine aç dedi. Kulaklıktan dinlediğim şarkıyı duyamıyorum diğerleri açık yetmiyo mu diye bağırdım ve kavga başladı. Bi insan her akşam kavga eder mi yaa. Oydu buydu tabii açmadım yine. Kahretsin kötü bi insanım. Sevisten inip film almaya gittim. Bu akşam benim akşamım çünkü. Yazılım da yok ohh. Matematiğim de 4. Daha ne isterim ben. İşte öyle yani. Hala film seyrediyorum aslında ama yazmak istedim. Bu kadardı. Bi de 1 aydır ilk defa babamı gördüm. Özlemişim sanırım onu.

*Erdem özür dilerim. Sanırım saçma oldu ama elimde değil.

15 Aralık 2009 Salı

Help me!

Dün akşam arkadaşımla konuşurken bana ''Lan yarın dil ve anlatım sınavı varmış,haberin olsun.'' dedi.ben bütün akşam sınava çalıştım.sabah uyandım çok çalışmanın verdiği etki olsa gerek başım ağrıyodu.okula gittim ve orda öğrendimki bugünkü yazılı iptalmiş.neden?çünkü bugün deneme sınavı varmış.saat 9'da beni sınava soktular.tam 120 soru çözdüm.12de çıktım.kafamı dağıtmak için basket oynadım.ama daha fazla yoruldum.öğle tenefünün bittiğini işaret eden o lanet zil çaldı ve herkes sınıflara geçti.Aman Tanrım!ders matematik.o kadar sorunun üstüne 2 ders matematik gördük zorda olsa bitti ve daha sonra 2 ders geometri vardı.bi şekilde bunları atlattık.servise binmeden önce çok bunalmıştım.hem yorgundum hemde başım çatlıyodu.okulun kenarında milleti gördüm ve yanlarına gidip bi sigara yaktım.sigaram bitince servise geçtim.bu kadar şeyin üstüne müzik dinlemek hakkımdı.ama bu seferde telefonum izin vermedi.içine şeytan kaçmış gibiydi.ekran sağa kayıyo soldan geliyo.yazılar tamamen ters duruyo.ekran beyazlıyo.korkunçtu.hemen telefonumu kapattım ve kendimi müslüm dinlerken buldum.yarım saat boyunca bu tip şarkılar dinledim ve sonunda eve geldim.kapıdan içeri girer girmez hoşgeldin sürprizi vardı.elektrikler kesildi.içimden ''Teşekkürler Tanrım'' dedim.hayır bunu demedim tamam.yemek yedim ve elektrikler geldi.şmdi burdayım ama artık dinlenmeliyim.

14 Aralık 2009 Pazartesi

İhanet ve İntikam

Ne diyosun Erdoğan?

Biraz önce TBMM'de geçen bi konuşma dinledim.tam erdoğan sırasında gelmişim.bas bas bağırıyo Deniz Baykala.''Sen bu millet için kaç kez çocuğunu şehit verdin?o nasıl bi acıdır bilir misin sen efendi?''.bu bana bi yerden tanıdık geldi.hah hatırladım.bu soruyu garibim türk halkı,şehit anaları,babaları erdoğana soruyordu.e bu adam kendisine sorulan soruyu millete soruyo.zaten lazdı bu,evet belli.başbakan ben miyim oğlum ben mi cevap vericem bu soruya.madem sende evap veremiceksin ne uğraşıyosun onla bunla.bak bak erdoğan diyoki milletvekillerine ''Ben sizin geçmişinizi bilirim.siz kimdinizki bana burda heswap soruyosunuz?''.ulan sen kimdin?it kopuk.bu laftan sonra yandan bi adam şöyle bişe dedi ''Sayın erdoğan lütfen konuşmanızı düzeltiniz böyle hitap etmeyiniz.'' ve erdoğan ona tek bi bakış attı.ben bu bakıştan şunu anladım ''Sus ağzına s.çarım,seni oraya ben getirdim şerefsiz.'' aynen bu.galiba adamda bunu anladı ki sustu.garip birisi bu tayyip.anlamak için galiba onun kadar şerefsiz olmak gerekir.anlamadığım nokta ise şu Türkiyenin büyük çoğunluğu bu adamı anlıyorki buralara kadar çıkardılar.

12 Aralık 2009 Cumartesi

Kutu Kola.

Kutu kola içecekmişim artık. Annem dedi. Haber seyretmiş bi tane. İstanbulda genç kızlara gazoz! içirip İsrail'e mi ne satıyolarmış. Annem de bunu duymuş. Bana sordu: " Sen kafeye gittiğinde ne içiyosun bakiyim" dedi. "Çay ve ya su" dedim. Çay içme diye bağırdı. Anladım ki bayaa bi korkmuştu. "İlaç atıyolarmıi içme çay falan kola iç, kutu kola iç artık" dedi. "Tamam anne içerim de pahalı o çay iyidir bişey olmaz banaaaa" diyince annem kafayı yedi tabi. "Parası neyse veririm senden önemli değil ya" diyince mutlu oldum. "Peki o halde" dedim. Konunun kapandığını düşünmüştüm fakat kapanmamış tabi. Durup durup söylüuodu artık açık şeyler içmemin yasak olduğunu. Fakat ne olursa olsun sanırım ben çay içmeye devam edeceğim. Ne kadar sevmesem de koladan iyidir çay.

Manyak mısınız?

Dtp kapatıldı.herkes mutlu.oğlum siz manyak mısınız?lan oğlum siz gafayı mı yediniz?sen 1 tane Dtp kapatıyosun ya bilmiyo musun ki biz bunları kapatırsak yerine 3 tane 5 tane Dtp açılır.lan bilmiyon mu sen biriyle zaten uğraşamıyoken 5 tanesiyle nasıl uğraşıcaz.onları kapattın pkk mutlu olduğunu söyledi sen yine sevindin.anlamıyo musun pkk neden mutlu? adamlar ''haha siz bunu yaptınız ya işte şimdi ağzınıza s.çtık.çok mutluyuz lan'' diyo resmen.Ulan pkk azıcak ya.ağzımıza sıçıcak ya.napıcaz?yok yani niye kapatıyosun.ne geçti eline ya napıyon yani sen.yarın bigün senide kapatırlar bilmiyon mu.
yok ya yok sizden adam olmaz.hatayı siz işliyosunuz bela yine gelip yurdum insanını buluyo.bizlere acıyorum.

Kın

Nasıl başlasam bilemedim.maç günü yenilceğimiz kesindi evet buna itiraz yok.adamlar karadeniz birincisi,bizse kıçı kırık kavak.betülü şiddetle kınıyorum dalga geçtiği için.biz oraya eğlenmeye gittik onu bile yapamadık o konu ayrı.ama bence gayet iyiydi geçen sene 85 fark yemişken bu sene 50 fark yemek beni mutlu etti.2 seneye kalmaz onları yeneriz.tabi 2 sene sonra üniversitede olucaz bu bambaşka bişe.yenilgiden sonra içmemek olmaz.hemde o kadar fark yemişken.gidip takımca içtik.hayatında hiç içmemiş olan bi iki arkadaş vardı ki zaten bunlar tek birayla sarhoş oldular.bizde 3. birayı içerken anladıkki bunlar bize keyif yaptırmayacak.en iyisi kalkıp gitmek deyip gittik.eve geldim ve annemlerden fırça yedim.çünkü maç için etütü asmıştım.zaten değmedi,yenildik.bugün ise candostum,kankam,herşeyim olan(bu yazıyı okumayacak olmasına rağmen anlamsız bi yalaklık bu.)erkutun konseri vardı.ve dershane saatiyle çakışıyodu.planım dershaneye gitmeyip konsere gitmekti ama bu planı evde söz konusu bile yapmadım.çünkü boş yere fırça yemek istemedim.dershaneye gittim güzelce ders işledik.ve şimdi evdeyim.
Yazımı bitirirken betülü tekrar tekrar kınadığımı belirtmek istiyorum.hiç hoş bi davranış değildi bu betül.sana kın.

Star Tv!


11 Aralık 2009 Cuma

Nasıl bi gün bugün?

"Harikaa" diyerek uyanmıştım. Çünkü ilk defa alarmı ertelemeden uyanabilmiştim ki ilginç bi durum bu yani. Sonra olanlar klasik zaten. Kalk giyin saçını topla yemek ye (kahvaltı değil yemek) ve evden çık. Yolda peşime ilk kez köpek düşmemişti mutluydum fakat arkamdan biri Betüüüül diye bağırınca geri dönmek zorunda kaldım. Ve köpek peşime takıldı. Hayır çok iğrenç bişe bide bu. Çok yılışık ya. Neyse. İşte servise bin ders çalış falan derken güne böyle başladım yani. Okula gel. Kavga et, dans et, ders çalış, azar işit, azar işit ve azar işit falan derken okul da bitti. Bi de son ders uyumuştum onun mutluluğu da vardı. Uyumayı geç rüya bile görmüştüm ya. Bide sıçrayarak uyandım. Arkadaşlar da korkmuş. Ama güzel oluyo yani. Çıkışta maça gidecektim aslında. Okul basketbol takımımızın nasıl YENİLECEĞİNİ merak ediyordum açıcası. Gidemedim işte. Nasip. Bu arada 50 sayı farkla yenilmişler. :D Açıkcası hiç şaşırmadım. Hatta az bile yemişler :D
İşte böyle birşeydi bugün.

Nasıl bi gündü bugün?
-Güzele yakın bi gündü bugün.

10 Aralık 2009 Perşembe

9 Aralık 2009 Çarşamba

Oha!

Feyt

Bugün monotondu.evet fazlasıyla.okula git,ders çalış,basket oyna,ders çalış,eve gel.süper almanca bilgimle 97 almışım.(ör:ich bin Erdem.)işte bu not benim dışarı çıkmamı sağladı.çıktım.sibelle buluştum.azcık dolandık.saaat 6 buçuk olmuştu ve bizim küçük basket takımının 6da maçları vardı.koşa koşa dolmuşlara gittim birine bindim.yaşar doğuda inecektim ve mesafe 2 dk falandı.yaşar doğunun önüne geldik.''müsait bi yerde bırakır mısınız?'' dedim ve ''buralar hiç müsait değil be gardeşim'' diye iğrenç espri dolu bi cevap aldım.''olsun ben iniym yinede'' dedim.içeri girdim.maçın başlamamasını geçtim karşı takım daha gelmemişti.20 dakika sonra 12-13 tane sünnetlik giymiş çocuk geldi.yanlış geldiklerini sandım.daha sonra öğrendimki onlar karşı takımmış ve üstlerindeki sünnetlik değil formaymış.bizim takım 20 farkla yendi.zaten bi adaletsizlik var.küçük takıma sünnetlik gibi formalarla ÇOCUKlar geliyo bizeyse sakallı sakallı ADAMlar.doğal olarak yeniliyoruz.bu kadar yeter sanki bugün için ders çalışmalıyım.baybayın.

Uzun Eşek.


8 Aralık 2009 Salı

7 Aralık 2009 Pazartesi

Evet evet çalıntı.

Fazla saçmalamadan yazacağım.
Aslında sabah yazmıştım (6.15?). Günaydın demiştim önce sana blog. Çok da mutlu olmuştum. Sonra saçmalamışım işte. Neyse.
Evet Erdem senin yazını örnek alarak yazacağım.
Ve bi kere bu benim ilk yazım olacak. O yüzden de önce bi giriş yapıcam.

Artık bizim de bi blogumuz var. Bi hevesle ve aniden yazmaya başladığımız kendimizi birşeyler yaparken mutlu hissettiğimiz, belki kimsenin okumadığı fakat kendi kendimize okurken bile zevk aldığımız bi blog bu. Adı bile güzel en başta. Ama çok da iyi oldu bu iş. Nereden aklına geldiyse bi anda.
Neyse işte öyle yazıyoruz bakalım. Belki ileride birsürü okuyucumuz da olur. Geliştiririz falan.
Tamam bu kadar yeter işte yazdım yani. Farkındayım saçmaladım da. Ama amaç mutlu olmak. Hem hatırlatıyorum ki bu benim ilk yazım. Görüşeceğiz yine.

Saçma bir gün bugün

Sabah 06.30 'da uyandım.evet günün saçma olduğu yazının başında anlaşılıyor.babam kahvaltımı hazırladı ben ise hala yatıyordum.geldi ve ''Hadi oğlum kalk artık yeter ama.'' dedi.kalktım ve üstümü giydim.kahvaltımı yaptım ve saat 7.15'de servise bindim.müslüm gürses çalıyordu.sabahın 7si ve müslüm.Garip.kulaklığımı takıp kendi müziğimi açtım.okulda daha ilk ders ingilizce öğretmeniyle tartıştım.(o.ç).bana montum yüzünden''terörist'' dedi.inanamadım.sonraki 4 saat üst üste test çözdüm.yaklaşık 120 soru.beynim sulanmıştı.servise bindim.müziğin farkında değildim,yorgundum.ama yinede kulaklığımı taktım.eve geldim.kapıdan içeri girdim ve annem ''Senin bu kitapların nerde?verdiğini geri almasını bilmiyorsun.alıcaksın onları.'' dedi.anladımki canı sıkılmış ve tartışmak istiyor.''Tamam.'' deyip odama geçtim.tartışacak halde değildim.ablamla konuştum biraz.özlemişim onu.evet evet bencede çok saçma bir gün.ama bugün monoton bir gün.

Aşk-ı Memnu

Combo kazım

Hass.ktir

kent sıtap

Suç sende değil

6 Aralık 2009 Pazar

Maymundan mı geliyoruz Havvadan mı?


yarak

Erkete Muhsin


Hayırlısı

6 aralık 2009.saat:20.30 sularında betülle konuşurken birden şöyle bi diyalog geçti aramızda.
E-hadi blog açalım lan.
B-aa harika olur.
E-ayarla herşeyi sen.
B-tamam sen isimi bul.
isim konusunda pek bi tartıştık.ve anlaşıldığı gibi bi sonuca varamadık.ama bunu bile ben buldum.hatta blog açma bahanesiyle betülün demagojinin ne demek olduğunu bilmediğinide öğrendim.neyse ilk yazım bu heyecan var tabi.Hayırlısı olsun diyorum.