21 Kasım 2010 Pazar
19 Kasım 2010 Cuma
15 Kasım 2010 Pazartesi
30 Ekim 2010 Cumartesi
yarın sınav var ona bin kat laneeet!!!!
10 Ekim 2010 Pazar
bye bye love bye bye happines
baba ben okuyom yaa.bu sene uzun bi süre daha blog yazamicam galiba gitmeden bi yazayım öyle gideyim dedim.test çözmekten vaktim olmuyo bilgisayarı açmaya.oluyosada 5 dakika açıyorum o arada yazamaz mısın diye sorarsanız eğer yazarım.evet yazarım ama sırf ibneliğine mi yazmıyosun diye sorarsanız hayır.test çözdükten sonraki kafayla yazarsam olumlu şeyler olmaz.kafa bi dünya oluyo o ara.beynim sulanmış kafamda x ve y kardeşliği oluşmuş falan olmuyo öyle.iyi gidiyo yaa kazancam galiba.ama üniversiteyi kazanırken kendimi kaybediyorum ben.böyle değildim ya bu kadar test çözmüyodum kendime bunu neden yapıyorum bilmiyorum.galiba merve benden çok test çözüyo.
bugün hoca geometri dersinde bi kenara a bi kenara q dedi ve formüle 2aq=.. diye devam etti çok güldüm.ama nedense bi tek erkutla ben güldük oysaki komikti yani.
dersaneye 3 milyar para veriyorum bir de her ders test yapmıyom diye para veriyorum.galiba sene sonuna kadar bi 3 milyarda testlere gidicek bu sene babam batabilir.
ablamı özledim.kazanıp yanına gidicem onun onla yaşayacam ben.(okursa belki sevinir diye yazıyom)
şu an arka fonda ahmet kaya var ve önümde iddaa gazetesi var.bi elimde nescafe bi elimde kalemle ders çalışmaya başlayacam birazdan.zengin olcam ben.yanlış anlaşılmasın ders çalışmalarım hep bu şekilde değil.
yaklaşık 200 matematik sorusu bu akşam beni bekliyor.burdan onlara sesleniyorum.allah belanızı versin.şimdi gidiyom.ama dönüşüm harbiden fena olucak.böyle liseli gidip üniversiteli bi insan olarak falan dönücem ben.fena bi dönüş.bir evrim hikayesi.
saygılar.
5 Ekim 2010 Salı
Gibi.
Sonra evet okullar başladı. Evet okul bok gibi. Ama dersane de bok gibi. Pek bi fark yok gibi.
Hayat gibi. Ay test çözüyorum ben bazen çok gibi. Para harcıyorum mal gibi.
Hayat artık gibili oldu gibi.
Tamam gidiyorum gibi.
28 Eylül 2010 Salı
okullar balayalı bir hafta iki gün oldu. okul gerçekten çok sıkıcı. özelliklen bugün bir daha fark ettim esra yokken daha sıkıcı.(hemen yavşama).ama heralde bu sene en seveceğim şey hocaların bi bölümünün 'bunlar son sınıf çalışsınlar test çözsünler' diye ders işlememeleri olacak. bugün dershanedeki ilk etütte geçti.dershaneyi seviyorum ya. bir an önce 2. dönem gelsin okuldan izin alıp sırf dershane kasalım olum. çok sıkıcı okul ya. bi de dershane gezisi olsun.
neyse yazdım bu kadarcık şimdilik hadi size baş baş:*.
17 Eylül 2010 Cuma
14 Eylül 2010 Salı
12 Eylül 2010 Pazar
kenan evren'den recep tayyip erdoğan'a ufak bi deneme
aziz yurttaşlarım;
bir defa daha belirtiyorum ki;akp aziz türk milletinin hakkı olan refah ve mutluluğu vatan ve milletin bütünlüğü ve gittikçe etkisi azaltılmaya çalışılan atatürk ilkelerine yeniden güç ve işlevlik kazandırmak kendi kendini kontrol edemeyen demokrasiyi sağlam temeller üzerine oturtmak kaybolan devlet otoritesini yeniden tesisi etmek için yönetime el koymak zorunda kalıştır cumhurbaşkanı başbakan şeriatçı ve tarikatçılar olarak hepimiz vatan ve milletin refah ve mutluluğu uğruna her şeyimizi bu arada gemiciklerimizi dahi seve seve feda etmeye hazırız memlekette her zaman bulunabilen ve özellikler son zamanlarda kötü niyetli bir çok kişi ve kuruluşlar sizlere yalanlar düzerek bunun aksini söyleyebilecekler(hayır) ve menfii propogandalara başvurabileceklerdir.
rashit - dinozor video klip from rashit punkesta on Vimeo.
sevgiliiim dargın mısıın?
yoksa gidiyor musuun?
demek terkediyorsun.
o yoldan geçiyorsun.
o yol bayır aşşağı
girsin g.tüne dinazor taşağıııı
nerden başlasam bilemiyorum.
üniversite hedeflerimden konuşalım ha ne dersiniz?eskiden hedeflerim belliydi.istanbul,eskişehir,izmir.artık istanbul istemiyorum ankara olsun.orda benim biricik kuzenim var çünkü.hatta 3 tanecik kuzenim var bi kuzenim okumaya gitti ek olarak dayım orda.2 çocuğu var.ne etti 3.istanbulda ablam var hepsine bedel aslında ama olsun angara istiyom umurla ev tutcaz biz orda adam olcaz.
olm kazanıp gitsem ya çabuk geçse şu sene.samsun nefretlik bi hal alıyo bu evle birlikte.kurtulmak istiyoruuuuuum.help meeeeeeeeeeeeeeee!!!!
burdan ablama sesleniyorum.yazını okudum çok beğendim.10 üzerinden 10 puanı kaptın benden.
şimdi ben bu yazıyı bitirince ders çalışıcam.neden manyak mıyım?hayır tabiki değilim angaraya gitmek için.hatta samsundan kurtulmak için.evet ben ders çalışıyorum.
bu nasıl bi yarıştır ya.550.000 kişi içinde ilk 30.000e girmem gerek.
yarışmacı arkadaşlara başarılar falan dilemiyorum.sınav günü kabız olun,sınavı kaçırın,okunmuş piricinizi satanist okumuş olsun,kaleminizin ucu kırılsın,kaleminiz bozulsun hatta motorunuz bozulsun,uyuyakalın vs..
kazanmayın laaaaaan önümü kapatmayııın
11 Eylül 2010 Cumartesi
8 Eylül 2010 Çarşamba
pappaz
adamlar ayin yapıyo.biz namaz kılıyoz.
adamlar şarap içiyo.biz gülsuyu kokuyoz.
adamlar bedava yemek veriyo.biz namaz çıkışları camiiye para veriyoz.
adamlar peder diyo.biz hoca diyoz.
adamlar omg diyo.biz allaam sen affet diyoz.
adam parayla cennetten toprak alıyo.biz cennete gidicez diye götümüzü yırtıyoz.
şimdi bunlara rağmen var mı benle kiliseye gelmeyen?
7 Eylül 2010 Salı
6 Eylül 2010 Pazartesi
200 doları cebime attm birden kendimi birşey sandım 2 kız gördüm yan yan baktım dedim beraber olalım.aldım kızları diskoya gittim 100 doları yedim bitirdim ikisini birden tavlamak için oturmadım hep dans ettim.tamam dedim işler tıkırında bir gün esmer sonra sarışınlaaa.dans dans ettiiiim.new york sokaklarında amerikaaa.5 dakkada değişir bütün işleer.
ay ilahi mazhar.
hayat sizcede sıkıcı değil mi?eğer sıkıcı diyorsanız mazhar dinleyin.gerçekten hayat değişebiliyor.
olm bunaldım laaaaan
31 Ağustos 2010 Salı
Cünupların efendisi
30 Ağustos 2010 Pazartesi
Bu sene de deli olmak isteyeceğim senelerden biri.sınav senesi.bence sene sonunda deli olabilirim.bilmiyorum.zorlu geçicek bi dönem var önümde.önümüzde.yoğun tempolu sınav günleri yarın saat 9 itibariyle başlıyor.Burdan kurtulmak zorundayım.
hayatım yaklaşık 300 soruya bağlı.ne kötü bi durum değil mi.300 soruyla 30 seneni belirlemek zorundasın.ya sokaklarda gezip evlere açlıkla bakan serseri olucan.ya evinde oturmuş sokakta senin evine bakan serserilere gülen olucan.evet bundan ibaret tüm olay.ha eğer bir seçim hakkım olsaydı tabiki evinde oturanı yeğlerdim.ama bunu yeğlemem için o soruları çözmem gerek.tam bir aptallık.hala aklımda uzaklaşmak.kulağımda kulaklık.bir elimde sigara.diğerinde ise onun eli.alıp gitsem uzaklara.kimse bulamasa bizi.telefonları denizin dibine yollasak.iz bırakmadan kimseye haber vermeden çekip gitsek.kimseye ihtiyaç yok aslnda bu hayatta yanında tek bir kişi olunca.gitsek bizde.ne dert ne tasa olur.güzel bir hayat.
Kader utansın
29 Ağustos 2010 Pazar
ErdemE kinci
Bu yaz izlemem gereken 100lerce filmin yarısını bile izleyemediğim için kendime kin besliyorum.
Bu yaz ders çalışmam gerekirken günün 13 saatini gezerek tamamladığım için kendime kin besliyorum.
Bu yaz boyunca her gün alkol alamadığım için kendime kin besliyorum.
Bu ramazanda içemediğim için kendime kin besliyorum.
Bu fizy denen sitede yaptığım 9 şarkılık listeyi bir yaz boyunca her gün dinlediğim için kendime kin besliyorum.
Bu aralar herkes beni teröriste benzettiği için kendime kin besliyorum.
Bu kadar kin beslediğim için kendime kin besliyorum.
ErdemE kinci'yim !
Kış geliyor.
Ama eve dönüş tam bir facia! Gerçek bir ameleye dönüşmüşüm. Suratımdaki sivilce kat sayısı(günde 4 çikolatadan sonra) iyice artmış. Alerji falan da oldum zaten. Tipim kayıktı, gemi olmuş.
Bu olaydan sonra. BAY.
28 Ağustos 2010 Cumartesi
25 Ağustos 2010 Çarşamba
19 Ağustos 2010 Perşembe
18 Ağustos 2010 Çarşamba
17 Ağustos 2010 Salı
Aradık seni yağmur.ama bulamadık.hiç yardımcı olmadın sende bize.bizi aramadın mesela.arasan yardımcı olurdun belki.samsuna geri döncen mi bilmiyorum ama haberlerini bekliyoruz.
saygılar
Burhan Çeçen yeni albüm çıkarsa.
Asırlar oldu görüşemiyoruz. İnanılmaz dolu ve programlı hayatımdan ajandamda sana yer ayıramıyorum gibi mazaretlerle kapına dayanmayacağım tabiki. Baya baya gözbebeğim blogger'ın pabucunu dama atıp, kendime yeni bir yuva kurmuş olduğumdan suratıma rahatlıkla tükürebilirsiniz. Ayrıca havaların bu süpersonik sıcaklığı ateşli günler geçirmeme neden olsa da İzmir Belediyesi Otobüsleri hiç de çekici gelmiyor. 26'sında gireceğim yetenek sınavından sonra kavuşacağım yüksek refah seviyemi ancak sims'de iyi bakılan karakterlerle ya da şuan Maldivler'de sevgilisiyle tatil yapan herhangi bir çiftle karşılaştırabilirsiniz. Oysaki sınavdan sonra yapacağım tek şey -tahmin edebileceğiniz üzere- uyumak. Hem biliyorum ki, itiraf edin, hepiniz kışı özlediniz. BİLİYORDUM.
Şimdi gidip uyumak istiyorum ama uyurken sıcak yüzünden kısa süreli bir komaya girerim diye de korkmuyor değilim.
Ayrıca buradan beni arayıp sormayan blog arkadaşlarım Erdem ve Betül'e selamlarımı gönderiyorum.
Diğer yarışmacı arkadaşla..
ehehe.
16 Ağustos 2010 Pazartesi
14 Ağustos 2010 Cumartesi
11 Ağustos 2010 Çarşamba
artık kantır oynayamıyorum.çok küfür ettiğim için herkes beni banlıyo kimse oyununa almıyo.şu an açım.oruçluymuşum annem öyle dedi.oysa ben içmeyi planlıyordum.
Hoşgeldin Ramazan.Haydi gel içelim.
Ablam yıllardır beni aramıyo.
Selçuk Altun seven adamı ben de severim.
10 Ağustos 2010 Salı
5 Ağustos 2010 Perşembe
yanlış bildim
1 Ağustos 2010 Pazar
sövgü istemez kolaylık olsun
31 Temmuz 2010 Cumartesi
28 Temmuz 2010 Çarşamba
26 Temmuz 2010 Pazartesi
23 Temmuz 2010 Cuma
21 Temmuz 2010 Çarşamba
19 Temmuz 2010 Pazartesi
18 Temmuz 2010 Pazar
saklandım ki ben...
inşallah yanılırım
bu hayatta hiç istemediğim kadar yanılmak istiyorum. lütfen yüzüm kara çıksın...
17 Temmuz 2010 Cumartesi
eğlence evi
kendi içimde oluşturduğum beni biraz daha soyutlayacak daha rahatlatacak bişeler aradığım yer burası. sırf aklımı Kaçırmamak için. içi sadece eğlenceye açık. sadece kendimi mutlu edebileceğim şeyler birsürü şey işte.her neyse...
16 Temmuz 2010 Cuma
15 Temmuz 2010 Perşembe
kötü şans
Ünyeye gittim yağmur yağdı.
Ünyeye sel oldu.
Termeye geri döndüm oraya da sel oldu.
Samsuna geldim yağmur yağdı.
Dikkatli olun sel yakındır.
...
neyse bugün halı sahada cidden bi taraflarım çıktı. ama hayatımda rasime karşı yapabilceğim en iyi şeylerden birini yaptım. 0(sıfır)'dan follikten(beşikten) gol attım. halı saha benim neyime bende öğrendim galiba. veyselin dişli kramponları muhteşemdi hala ayağımda acısıyla tütüyolar.
hıaaaaa(gülümek efektisi) erdemde zaten parayı verdi halısahacıya oh canıma dokansın.
evet ilk düzgün yazımdada böyle bi rehinlik yapmak istedim sevgiler öpcükler...
14 Temmuz 2010 Çarşamba
hoşbulduk yazısı gibi
tekrardan hoşbulduk.
13 Temmuz 2010 Salı
Çakal-Geldin.
Gittin-geldin olaydı iyiydi.
Hoşgeldin yazısı gibi
Gençtik, yeni yetmeydik. Ama güzel günlerdi. Hoştu. Bide en azında saçmalamıyoduk(kendi adıma konuşuyorum). Sonra bi de baktık 3 kişi olmuşuz. Bayaadırda öyleydik sanırım. Şindi 4 olduk! Çekirdek aile kıvamındayız. Hadi hayırlısı. Hoşgeldin Erkut oğlan.
12 Temmuz 2010 Pazartesi
Hoşçakal Lost
bende oynicam sayısal loto.4 8 15 16 23 42.ezberlemişim lan bide.ama bi tane daha gerekiyo heralde.türk işi yaparız 31 koyarız bi tane olur biter.
özlicem seni lost.yeniden gel.çakma lost çıksın.gelin la bırakmayın bizi.
Hoşçakal lost.hoşçakalın dostlar
10 Temmuz 2010 Cumartesi
9 Temmuz 2010 Cuma
8 Temmuz 2010 Perşembe
7 Temmuz 2010 Çarşamba
öptüm
6 Temmuz 2010 Salı
Temizlikci
5 Temmuz 2010 Pazartesi
eyjafjallajökull
Uçurum
- f. nietzsche -
Geçenlerde yaklaşık 4 senedir aradığım filmi seyrettim.Jackie Brown.ha neden arıyosun diye sorarsanız cevabı çok basit.Benim canım güzel abim Tarantinonun izlemediğim tek filmiydi.o filmi bulmam çok basit oldu ama hiç düşünmemiştim daha önce.meğer jazz'da varmış la film.bende gördüğüm gibi izledim tabi.Tarantinoyu bi kez daha sevdim ama.adamın napmak istediği belli hacı.herif diyoki ben bi film yapcam,herkes izlicek ama kimse anlamicak.ben filmi yapayım kmse anlamasın gerisi umrumda değil diyo benceee.ve amacı buysa yıllardır aradığım filmi anlamadım.yayında ve yapımda emeği geçen herkesin allah bin belasını versin.
Bu yaz için kendimize ekşınlar arıyodukki dün bulduk.haftaya çadır kuruyoruz.yanlış anlamayın tabi bildiğim çadır bu.bi hafta çadırda yaşıcaz.orman hayatını çözücez.kısaca doğal ortamımızı öğrenicez.orman.madem kimse beni istemiyo bnei samsunda tuttular zorla bende tatilimi kendim yaparım burda.affetmem skerim.
Benim bi sevgilim vardı yaaa.artık yok mu demeyin hala var.ankaraya gitti.deli gibi özlemeye başladım.aşk var arkadaş ya kesinlikle var.olm seviyorum lan.tamam sizene doğru diyosunuz.
ne garip değil mi ayda bir yazmaya başlamış olsamda yazıcak bişey bulamıyorum.aslında destan yazmam lazım bi aylık yazı böyle biriktirilmiş yazı.
Yusuf hoca aradı şimdi beni.niye gelmedin derse diyo.durdum bi düşündüm cevap vermek için ne diyeceğimi bilemedim.düşündüm ve yusuf hocanın okuldan öğretmenim olduğu geldi aklıma.
E-ne dersi hocam ya
Y-derse niye gelmedin erdeem
E-hocam yaz yaz kavağa mı gelcem yaa.yatıyorum ben hem.
Y-yataktan mı kazancan üniversiteyi lan.cuma günü saat 10da bekliyorum.
E-nereye bekliyonuz
Y-derse bekliyorum.cuma saat 10da unutma.matematik dersi ona göre.
Tamam herşey iyi güzel ama ders nerde bunu anlamadım ben.derse gel deyip duruyo.kavağa mı gidicem la acaba.amaan goy götüne gitmiyom çalışmıyom kazanmıyom.
yeter ya çok konuşturdunuz beni.daha menecır oynicam ben.
Saygı duyarım.yine yazarım
3 Temmuz 2010 Cumartesi
2 Temmuz 2010 Cuma
25 Haziran 2010 Cuma
24 Haziran 2010 Perşembe
gökgürültüsüüüü
-Şişşt Erdem. Affet. Lütfeen.
23 Haziran 2010 Çarşamba
cif nerede?
SELAM.
21 Haziran 2010 Pazartesi
İşte.
Bunların yanında günler güzel geçiyo lan. Dün falan. Ayrı bi güzeldi. Bu haftayı düşünmek istemiyorum ama ben. Düşündükce nefes alamıyorum çünkü. Of. Hayırlısı diyip geçiyorum. Sonraa noldu bakıyim. Yok la başka bişey. Böyle işte.
Ha bi de mutlu olmak nasıl bişeymiş biliyorum ben artık. Burdan beni mutlu eden ve kendini bilen arkadaşa çok aşırı teşekkür ediyorum. Reklama gerek yok o kendini biliyor. Yerler. Ee sonra.
Havalar kötü yaa. Dün ıslandık çok. Bi anda yağmaya başladı resmen. Gök gürültüsü de eklendi bunaa. Zaten korkuyorum ben ondan. Dalga geçmeyin, korkuyorum. Kötü anılarım var. Sonraaa.
Feridun Düzağaç'a takmış durumdayım. 7/24 onu dinler oldum. Kötü bi durum.
Öhöm sonra. Aa farkettim ki garip şeyler paylaşmayalı çok olmuş. Bulursam hemen uçurucam buraya. Böyle günlük gibi yazmaya başladık çünkü. Erdem aylık olarak kullanıyo o ayrı bi mesele tabi.
Neyse. Dönücem ben size.
xoxo
kısa aralıklarla süblimleşme geçirerek havaya karışıyorum falan. sanırım kaynama sıcaklığım 44. ayrıca yarın saat 1 sularında karşıya geçip sevgili işitme hocamın evine gitmeliyim. ulaşım araçlarıyla aramdaki ilişki baya gelişmiş olsa da vapurda oluşturduğum muazzam amele yanığımla çok daha iyiyim. yanmayayım diye yanıma almayı unuttuğum 70 faktör güneş kremimim yüzünden tüm bu amele yanıkları. yakında vücudumdaki gerizekalı amele yanıklarıyla beraber şekiller falan çıkartacağım. GÜL ŞEKLİNDE YANIK. neyse. havanın sıcaklığı beynime vuruyor ya da blogun temasını yeni yeni kabulleniyorum.
size gelirsek sevgili erdem ve sevgili bet.
canlarım, sanırım önümüzdeki 62-tavşan yapabiliyorum- sene görüşemeyeceğiz.
20 Haziran 2010 Pazar
nerden başlasam diye çok düşündüüüm ve buldum.çok mutluyum ben hemde aşırı hiç olmadığı kadar.bu sefer eminim kendimden ben.yapmayacağım şeyleri yaptırıyo bana.o dereceye geldim yani.O benim İstanbulum,Fenerbahçem yani kısaca herşeyim.
İstanbul dedimde aklıma geldi temmuzda ablamın yanına göç edicem.çoh özledim onu.özlediğim bi başka şeyse İstanbula dair 'Eskici'.sabaha kadar içicem orda.
kendimi alkole vurdum.bi derdim mi var?yoo aslında yok.yaz geldi niye içmicemki.ayrıca derdim var lan benim son sınıf oldum ben abi oldum.sınava giricek bi abi oldum.bi bok bildiğimi düşünmüyorum herkes kazancağımı söylüyo.stres şimdiden başladı.durumlar vahim.
Bugün babalar günü.bütün babaların gününü kutluyorum.ama sadece bugünleri kutlu olsun.yarınları falan asla.hatta ilerdeki günlerin allah belasını versin.hele bi kaç ay sonrası varya onlara kafam girsin.bu da güzel bi yiğit özgür esprisidir.
hayatımda ilk defa madalya aldım.voleybol madalyası.ve hep çıkmak istediğim kürsüye çıktım bu sene.atmosfer gayet güzeldi aslında.ama madalyalar takılırken.sevgili müdür vekilimizin 'kaybolmasınlar diye takıyoruz.hahaha.' cümlesi beni orda yerin dibine soktu.zaten 11 yılda 1 çıkmışım oraya niye rezil ediyosun lan şerefsiz.çıktığımın gibide indim zaten bişe anlayamadım o ortamdan.ama bi dahada kürsüye çıkmam.
bugünde bize ayrılan sürenin sonuna gelmiş bulunmaktayız.
tekrar yazıcam dostlar.yeminle ba
8 Haziran 2010 Salı
6 Haziran 2010 Pazar
5 Haziran 2010 Cumartesi
3 Haziran 2010 Perşembe
Sadece şaka.
Buraya yazmadığım zaman diliminde o kadar çok şey değişti ki.
Heeey ya diye bağırarak sokakta dolaştığım bu supersonik sıcak günlerde, portakallı kahvemi içerken keman çalıyorum. Dokuz Eylül Üniversitesinin konservatuar mülakatında sorduğu şeyleri öğrendiğim zaman girdiğim şoktan ötürü kahvem boğazıma kaçtı. Kısa süreli bir kalp krizi ve tıkanıklık geçirirken bir delikanlı arkamdan yaklaşarak beni kurtardı. Şimdi bu süpermen delikanlıyla nişanlandık. Bu yaza düğünümüz var.
Konservatuarı da İNŞALLAH kazanırım.
1 Haziran 2010 Salı
31 Mayıs 2010 Pazartesi
30 Mayıs 2010 Pazar
Bira gömmek
dün armağan ve erkut bizde kaldı.gece yurovizyon takıldık sonra yattık uyuduk.dün olan herşeyi anlatmıyorum.mutluyum.aşığım.geç orasını.sabah uyandığımızda annemler yoktu.bizde balkonda kahvaltı yaptık,sigaramızı içtik daha sonra dışarı çıktık napcağımızı bilmeden.armağanlara geldik bize bi kaç şort falan verdi denize gidicez diye.4 kişi 12 bira aldık ve aile kampına gittik.birayı saklayarak içmek hiç hoş olmuyomuş bunu öğrendik.bardaklara döküyoruz iiğrenç iiğrenç içiyoruz sonra boş birayı kuma gömüyoruz.bi süre sonra kumda gömcek yer kalmıyo tabi 5-10 adım ileri gidesi geliyo insanın.e hepimiz üşengeceniz.koy götüne gitmiyoz bizde oralara sıkıştırıyoruz.kaldı bize 5 tane biraaa.3 kişiyiz bizde geldik yine armağanlara.ben yazıyı yazarken armağan televizyonda takılıyo yanılmıyosam erkuuta ekmek almaya gidicek.açım lan çok.yemeği yedikten sonra kalan biraları içicez.ve biten ilk biranın sahibi her kimse ''al bunu göm'' deyip espri yapmaya çalışcak.ama yinede herkes gülücek buna.
ha biz denize diye gittik ama sadece içtik ve voleybol oynadık.denize falan giremedik.çok heveslenmiştim oysaki.
Hababam sınıfını seyretcekmişiz.bana uyar.yarınki geometri sınavını kim takar.kalıcam o ayrı bişe.
ben M.O. ile çok mutluyum.
saygı duyarım.
29 Mayıs 2010 Cumartesi
21 Mayıs 2010 Cuma
19 Mayıs 2010 Çarşamba
18 Mayıs 2010 Salı
To Bursa
kertenkele olmuş timsahlarııı
dünyaca ünlüdür Oğlanlarııı
mına koyduğumun bursasııı
16 Mayıs 2010 Pazar
15 Mayıs 2010 Cumartesi
12 Mayıs 2010 Çarşamba
Pardon, biraz daha sessiz olur musunuz?
Yaşayıp, yaşayabileceğin en supernatural berbat telefon konuşmanızı bile yaklaşık 2 saniye içerisinde özlemeye başlarsınız.
Bu aslında, telefon konuşmasının içeriğinden kaynaklanan bi özlem değildir. Zaten 'sırılsıklam aşık' ya da 'eşşek gibi aşık' gibi sözgruplarıyla nitelendirilebilecek bir durumda olduğunuz için telefon konuşması boyunca, 'ıı', 'ee', 'ööö' gibi anlamsız ses öbekleri çıkartırsınız.
Ama, kimse bilmez ki, sırılsıklam tutulduğunuz yaratık telefonu 'alo' diye açtığında, ilk olarak sesi, sonradan ses tonunun hatırlattığı kokusu bir anda sizi 8. boyuta taşır.
Aşk öyle aptal bir olgudur ki.
Aşk olduğuna bile inanmazsınız bazen.
11 Mayıs 2010 Salı
Gafama sıkar giderim
biliyorum bu ara tamamen scıc bi hal aldım ama elimde değil.alkol bile etki etmiyo bu halime o dereceyim lan.
Ah ulan sıdıka.
10 Mayıs 2010 Pazartesi
Tarihi veda
hayattan istifa ediyorum.
tamam kötüydü.Saygı duyarım.
9 Mayıs 2010 Pazar
insan birini sevdiğini ne zaman anlarmış biliyo musunuz?ben artık biliyorum siz sktir edin.
peki ya sakallarımın daha çabuk çıktığı farkettiğim gibi korkmam nolcak.abi kes kes usandım yeminle yaa.daha demin babam içerden bağırdı 'galk git traş ol' diye.bıktım ben olmasam olmaz mı yaa.neyse olur böyle şeyler
bu akşam 40 yılda bir olan bi şey oldu.guiza gol attı.hemde bilardo misali bentlerden aldık sayıyı.
salı günü edebiyat sınavım var ve 6 tane lanet olası yazarın hayatını bilmem gerekiyo.bunları ne zaman yapıcam hiç bilmiyorum.
farkında mısınız bilmiyorum ama bi haftadır falan bunalım içindeyim.alkolum sigaram arttı.iyice serseri bişe oldum ben lan.depresyona mı girdim acaba yaa.zaten burnum hala kocaman.kesin ondan haa
sürreal bir ortam vardı.
Bu şekilde gelişen ortamlarda, kendi benliğimizden ayrılarak bambaşka bir yaratıkla yaşamaya başlıyor olsak da çaktırmadan erik yemeye devam edebiliriz.
OĞLUM, NASIL GÜLDÜK AMA. EHEHEHE. AY.
8 Mayıs 2010 Cumartesi
Ekinci sıradağları
olay şöyleydi:akşam 9 sularında Atatürk anadolu lisesinde basket oynuyoduk.ben sıkıldım rasimin bisikletini aldım bahçede turluyodum.bi mal arkadaşımda (isim vermek istemiyorum) benim peşimde topla geziyo sırtıma atıp duruyo.bi yerde topu düşürdü bende hızlı sürmeye başladım.aramızda bi 10-15 metre vardı nerden baksan.topu bi fırlattı ve dünyam karardı bi anda.la 1.80lik bedende küçücük top kocaman burnuma geldi yaa.gerçekten büyük beceriksizlik.lan burnum büyüdü daha ne kadar büyüyebilir dediğim burun büyüdü.kafayı yerim kırıldı mı kırılmadı mı düşüncesiyle.
6 Mayıs 2010 Perşembe
5 Mayıs 2010 Çarşamba
3 Mayıs 2010 Pazartesi
1 Mayıs 2010 Cumartesi
Kafa milyonlar
Böyleydim bugün
Romatizim.
Pardon, 'kahretsin' nasıl yazılıyordu?
İnsanların yüzleri giderek birbirine benzemeye başlar.
Biz insanların, hayatlarında geçirdiği bu 'bazı zamanlar' gelip geçicidir pek tabii. Bu zamanlar bittiğinde ise, insan çarşamba akşamı için planlar yapmaya başlar. Yolda yürürken vitrinlere bakar. Güneşin yönünü değiştirebilmek için farklı yollardan gider.
Sabahları uyandığında, camlarını açıp kendine sütlü bir kahve yapar.
Telefonu vardır ve belirli aralıklarla çalar.
Kalemleri vardır ve kağıtları da.
En nihayetinde, insanoğlu yalnız olmaması gereken bir varlıktır. Yalnızlaştıkça, aynadaki görüntüsüne dahi aşinalığını yitirecek ve her sabah kadın programı izlerken mısır gevreği yemeye mahkum kalacaktır.
28 Nisan 2010 Çarşamba
Ne desem?
Neyse. Kavga gürültü çok oluyor bu aralar.
Bide deli oldum şu anda. Bi film izliyim dedim alt yazı uyumsuz çıktı. İndirmeye de üşendiğim için filmden tiksindim. Ama güzel filmdi. Yazık oldu. -OHA BİNAYA BAK- diye kaldım. Ama oha. Gerçi bina değil gökdelendi. Dışı aynaydı. Ne güzel. Saçmaladım evet. Bide adam karısını aldatmasaydı iyiydi ha.
Kalkıp ders çalışmam gerekiyor. Hemde ingilizce. Yarın okul var uf. Gerçi son 36 gün falan kaldı. (hafta sonları hariç tabi) Bitse de gitsek havalarına girdim.
Neyse yazı bitsin artık. Biliyorum sıktım ama ne yapabilirim ki? -Daha az saçmalıyabilirim.
Gidiyorum evet. Ve "Etraf aydınlık".
Havalar güzelleşti. Ama ben hala babamdan nefret ediyorum
27 Nisan 2010 Salı
26 Nisan 2010 Pazartesi
25 Nisan 2010 Pazar
Acı gerçekler
hayatta keşkelerin iyi ki'lerinden çoksa sen yaşamış sayılmazsın.
kimse dirseğini yalayamaz
hepimiz ölücez
aşk bi yalandır
her gencin g.tüne girecek bi ygs ve lys var
en geç 18e gelen her erkek karıya gidicek
queintin tarantinoyu tanımayan insanlar var
karikatürü düzyazı gibi okuyan insanoğulları var
pileysteyşında yenilen herkes suçu elbet kolda bulur
akşam gördüğü rüyasını sabah hatırlamayan bir sürü insan var
bu yazıyı okuyanların %95'i dirseğini yalamaya çalışacak
bu blog sadece benle yürümez
23 Nisan 2010 Cuma
Fakirhane burası
Sonuç olarak ablam içerde beni bekliyo hatta yanıma geldi şu an ve 'demagoji mi yapıyon lan' dedi bana.içeri gidip ablamın yanında durmak istiyorum.gün geçmiyorki bir garipliğimz daha yaşanmasın.
yetmez mi bu kadar ya tamam
20 Nisan 2010 Salı
Gaz kafası
Böyle diyorum ama gidip bütün ocakları falan açmayın evde kafa yapıcaz diye üstüme kalırsınız sonra.çok kafa yapmak isteyen varsa beni bulsun daha insancıl yollardan yapalım biz.
Saat
Aşırı sevgi de var tabi. Evet evet.
75 saat 6 dakika.
18 Nisan 2010 Pazar
17 Nisan 2010 Cumartesi
Çok özür
tam 2 saat önce halı saha maçım vardı ve ben süper bi şekilde sakatlandım.öyle böyle değil ama bi koydular uçtum falan yani o dereceydi.sonuç olarak yürüyemiyom şu an.zaten manyak mıyım yürüyerek niye yazı yazıcam oturmak iyidir.sınav olduk 80 soruda 62 net yaptım ben bi dahi olma yolunda ilerliyorum galiba bilemiyorum.yolda yürürken yağmuru gördüm.istanbulda ekşın yapıp ablamın yanına kaçtım.hatta kaçıp istiklalde ilk gördüğüm kişi dershane matematik hocamdı.o da kaçmış meğersem.saat 4.30da kafa bi dünya çıkıp otelde hayalet falan olduk iyidi ya herşey.sizin nasıl geçti günleriniz bensiz?üzülmeyin biliyorum bensiz hayat olmaz.içmekten sıçmaktan vakit yok vala yaa inanmıyo kimse bana.neyse bu bi başlangıç ve geniş özet yazısıydı.
To be continud...
14 Nisan 2010 Çarşamba
10 Nisan 2010 Cumartesi
3 Nisan 2010 Cumartesi
31 Mart 2010 Çarşamba
canım sıkılıyor.
28 Mart 2010 Pazar
24 Mart 2010 Çarşamba
22 Mart 2010 Pazartesi
21 Mart 2010 Pazar
Güzel bi gece.
Neyse.
Filmin görüntü kalitesi güzel Erdem! dedim heyecanla ama sen biliyorum diyince yine göt oldum. Sağol.
Ben bugün dershaneye kayıt oldum. Hemde yalnızca 2 ay için. Ne kadar üstün zekalı bi insan olduğumun göstergesi de budur belki de. Sonra. Matematik anlıyabiliyorum.
En önemlisi de hayat keyifliymiş bunu gördüm. Görmedim öğrendim. Öğrenmedim yaşadım. Öyle yani.
Güzelgüzel.
Size cumartesi gecesinden bahsedeceğim aslında ben.
Başlıyorum.
4 kız. Evde yalnız olacağız. Tabi heyecan var. Saat 1 de Nazlıcan ile buluştuk.(Bu arada Erdem beren kafamdaydı ve çiflikte onunla dolşatım.) Burcu da vardı evet. Yemek falan. Sonra eski dershanemiz olan Ezgi teste gittik. Aleynayı görmek içindi ama örtmenlerimizi de gördük. Evet ben "GAVAKLIYIM" dedim. Sonra gittiler. Sonra biz de eve gittik. 6'ya kadar naaptık hatırlamıyorum. Boştu. Herşey 6'dan sonra başladı. Aleyna'yı almak için markete gittik. Mantar aldık. Ordan çıkıp büfeye gittik. Şarap aldık. İlk kez içeceğim için heyecanlıydım. İtalyan usulü. Makarna şarap yapacaktık. Eve gittik. Makarnanın suyunu koydum ben. Sonra Pelin geldi. Makarnayı yapmaya devam ettik. 4 kişi ocağın başına dikilmiş makarnanın pişmesini bekledik. Şarapları koyduk. Ve makarnayı da. Güzel olacağını düşündüğüm şeyin tadını hiç sevmedim! Yine Nazlıcan içti benimkini de. Olsun yine alacaktık. Neyse. Sonra sigara içmek için salona gittik. Götümüz dona dona içtik sigaraları. Onlar şarap sayesinde ısınmışken ben donuyordum montumun içinde. Kafamda bere. Elimde eldiven. Kapıyı kapattık. Çünkü oda zaten duman altı olmuştu. Gittikçe eğlenceli oluyorduk. Dans, müzik, çığlık atma yarışı. Güzeldi. 10 gibi yine çıktık sokağa. Şarap almaya. Taaaa köprünün altında o harika şarabı bulduk! Ahududulu şurup tadında şarap. Ve sigara. 1 milyon borç bile yaptık. Eve geldik ve ortam daha da neşelendi. İçtik içtik içtik. Bol bol resim çekindik. Manyaklığın sınırlarını zorladık. Eğlendik bütün gece.Doğruluk mu cesaretlik mi oynamaya çalıştık beceremedik. Çünkü herkes herkesin herşeyini biliyordum. 4 gibi sımışım zaten. 5'de uyandım. 4 kız aynı yatağa sığmaya çalıştık ve sığdık! Alarmlar saat 10buçuğa kuruldu. Uyundu. Saat 8.50'de Oğulcan'ın aramasıyla güne gözlerimi açtım. O saat bu saattir gözlerim hep açık. Mutlu muyum? Evet.
Sizi de seviyom ben sevgili insanlar. Tekrar aynı geceyi istiyorum ben.
Matematik anlıyorum olm.
Neyse. Saçma ve uzun bi yazı. Ve boş. Ama olsun. Anlatmak güzeldir.
Sevgilerle.
17 Mart 2010 Çarşamba
15 Mart 2010 Pazartesi
suck
yolun sonuna geldiğimde, yanlış yoldan gittiğimi yeni farkettim.
'aptal!' diye fısıldayıp,
eve geri döndüm.
Bastıbacak.
Down in mexico o zaman. Evet evet güzel herşey.
Bide baban babama da iş ayarlarsa her gün güzel geçebilir.
Sonra abimle konuşabilsem mutlu olabilirim.
Neyse.
Edebiyatçı nolucak peki? Bacak kadar boyuyla bize edebiyat anlatıcak. Alaahım. Bi düzgün öğretmenimiz olamadı zaten. Cidden bacağım kadar ha. Hala şoktayım.
Tamam.
Uzun lafın kısası ilginç, güzel hatta harikaya yakın bi gündü.
Çok güldüm.
Oha.Yuh.Yuha
kocaman adam işe başlıyo bu yaştan sonra.
Yuh lan.
14 Mart 2010 Pazar
Nefretlik ulan
dersaneye gitme umuduyla çıkmıştım evden.oysaki bugün sınav varmış.girdik sınava bi güzel sorular çözüp çıktık.daha sonra armağanlara giderek keyif çattık diyebiliriz.şmdi ise evdeyim.ve bugün pazar.hemen üstte yazıyo.duşumu aldım bu konuda içim rahat ama hala sakallarım suratımda duruyo.birazdan kesicem onları da umarım.
Oh my gosh!ablam bana 15inde gelicem demişti ve bugün ondan ses seda yok.yine beni kandırmış olmalı.
Lan o değilde okul var yarın yaa.
bugün pazar evet.ne kadar sıkıcı olduğunu biliyoruz.bunu bilmesek bile yarın pazartesi olduğu için sıkıcı.
merhaba ben pazar gecelerinden nefret eden bi insanım.
13 Mart 2010 Cumartesi
Şöyleydi böyleydi
bugün ise monoton bi şekilde önce jazz daha sonra dersaneye gittim.çıkışta Oğulcan geldi ve FERERBAHÇE-gençlerbirliği maçına davet etti beni.tabiki ona hayır demem.bohemde 4 kez fenerbahçe maçı seyrettim ve 4ünde de kaybettik.bunu geçtim bi gol sevinci bile yaşayamadık bohemde.ama inatla boheme gidip son bi şans vermek istedik.tahmin bile edilmicek totemler yaptık ve maç sonu 0-0.yine gol yok,yine gol yok.gol atıp yenilmiş olsak bu gada koymazdı belki bilmiyorum.ama bi daha bohemde fenerbahçe maçı mı?-asla.
bu kadar yeterli bence bugün.ha ben ablamı çok seviyorum ve artık gelmesini istiyorum gerçekten.
yarın olsada az gülüp eğlensek yaa.
baybayın gencolar
12 Mart 2010 Cuma
aptalizm iyidir.
merhaba sevgiliblogarkadaşımerdem.
malum bugün doğumgünün. aslında bilirsin, böyle şeylere çok önem veren bir insan değilim.
fakat senin 'kazık' kadar bir adam olman dolayısıyla, şimdi okuyacağın bu supernatural duygu yüklü yazıya başlayabilirim.
şaka şaka.
pek uzun süreli bir geçmişimiz olmasa da, baya eğlenceliydi hani.
her gün birbirmizi bir saat görebilmek için, sabah saat 7den zamanı saymaya başlayışlarımız falan.
üzerimizdeki the beatles büyüsü, nereye gidersek gidelim, herdaim bizimleydi.
sonra mesela ULAMA.
eldivenlerin.
sponge bob.
esila. edith piaf.
ayrıca dünyanın en aptal çiftlerine aday gösterilebilirdik.
herneyse.
komikti anlayacağın.
oğlum harbiden ya.
doğumgünün kutlu olsun.
biliyorum hep 18 yaşında kalacaksın, hiç büyümeyeceksin ama nicedoğumgünleri kutlamak dilekleriyle.
iyi bir arkadaş olarak kalacaksın.
unutmadan,
filmleri de halledelim biara.
tarantino'nun kemiklerini sızlattık o kadar.
dipnot: of. bi duygusal olamıyorum lan.
olamıyorum.
9 Mart 2010 Salı
the beatles kafası
görüyorum ki, plan konusunda oldukça başarısızım.
'amancanıım, günler çö pemigir diyaa.' gibi ani tepkilerle, içimdeki üzgünlüğü saklamaya çalışsam da,
olmuyor sevgili okuyucu.
olmuyor.
8 Mart 2010 Pazartesi
sular gitmiş
hapis günlerim gittikçe zevkli olmaya başladı.
ev iyiymiş aslında hani. arada canım sıkılmıyor dersem yalan olur.
yarın da caminin altına gidip fotoğraf makinasına pil aramam gerek.
günler sonrasında kavuştuğum sokaklar karşısında ne durumda olacağımı, yarın sizlerle paylaşmak üzere sevgili okurlar.
yiakşamlar.
Pazartesi sendromu
Neyse öğle tenefüsünde bi baktım batarya zayıf dedi.içimden 'Hasssktir lan akşam eziyet vaar!!' dedim.eziyet dediğim şeyi biliyorsunuz okurlar.Servisteki müziği dinlemek zorunda kaldım.ama o hafıza kartı kiminse harbiden baya bi kaptırdım ona içimden.arkadaşım nası bi zevkin var lan senin.önce müslüm çalıyo bi sonraki parça 50 cent.daha sonra teoman sonra kibariye.insanda müzik dinleyecek şevk bırakmıyosunuz lan.yarım saatlik yol normalde.bugünde aksi gibi polis durdurdu 15 dk bekledik orda.15 dk fazladan dinledim ben o müzikleri.yok zaten sinirliyim bi yandanda bu müzikler çalınca bana gelmeye başlıyolar.
Eve gelince iddaa oynamaya karar verdim.internetten kimlere oynayacağımı buldum.herşeyi yaptım.bi baktımki program yarınınmış.dedim ulan beklenmez bu kadar ben şimdiden gidip yatırayım.hemen gidip yatırmak istedim.iddaa bayiine gittim.karşıma piskopat bi herif çıktı ağız burun kaymış falan.şöyle bi diyalog geçti
E:Abi şu kuponu basabilcen mi? 2 milyonluk.
X:Ver bakiym
E:Al abi
X:Sen benle dalga mı geçiyon olm.bu yarının kuponu.şimdiden nasıl oynamayı planlıyon bunu?
E:?
E:Haklısın evet ben tarihleri karıştırmışım abi
X:Tamam.iyi akşamlar.
Söve söve çıktım tabi eve geldim bu olayı sizlere anlatmak istedim.nası bi pazartesi bu siz düşünün.yarın bu iddaayı oynicam ama kararlıyım.kesin tutucak.
Benden bu kadar yine.
Arzular şelale
7 Mart 2010 Pazar
Ah bu pazarlar
Bugün iddaa yaptık ve tek maçtan yattık.ne acı bi durum.tek maç 50 milyona sebep oldu.istanbul gezisi var dershanenin.bilet 250 milyon.ve ben o geziye gidicem.e parasıda iddaadan çıkıcak tabiki.
doğum günüm de yaklaşıyo yaa.sabah başlayıp akşam bitiricez içmeyi.bütün sevdiklerim yanımda olucak o gün.tabi bi tanesi hariç.bana ümit verip sonra gelemicem diyen biri o.oooo beniiim ablaaaaam.çok severim kendisini aslında ama suratını falan unuttum galiba görmeye görmeye.
Yarın okul var ve ben daha traş olmadım.yardım edin banaaaaaaa.
Aaaa beatles çalmaya başladı.bu şarkıyı yağmur'a armağan ediyorum.the beatles-let it be
tekrar görüşmek üzere sevgili okurlar
gelen kutum.
gmail hesabıma girdiğimde sadece 6 tane mail geldiğini görmüş olmam, yalnız olduğumu hissettirdi ki, bu maillerden 4ü idefix ve diğer sitelerdendi.
hepsini sileyim derken içinde şöyle bir şeyler yazan maille karşılaştım.
sevgili yağmur özköroğlu,
mutlu olmak ne kadar önemli değil mi?
şaka mı diye düşündüm.
gerçek mi diye düşündüm.
sonra da sil butonuna basarak bu anı yok ettim.
merhaba.
maillerimi artık eskisi kadar kontrol etmeyen bir internet kullanıcısı olarak, demin bir bakayım demiştim sadece.
öyleyiz işte.
pazar kahvaltıları
5 ders üzerine, 5 şişe şarap içmişim gibi bulanan beynim, hiç kendinde olmuyor.
işte yine böyle bir pazar günündeyiz.
bir de yarının pazartesi olduğu gerçeği canımı yakıyor.
ah.
ben kahve yapayım bari.
6 Mart 2010 Cumartesi
4 Mart 2010 Perşembe
hayat büyük bir trajedi.
bunu ilk duyduğuma hiçbir tepki vermeden, karşımda kırmızı duvarı izleyişim, o duvarla 4 ay geçireceğim anlamına geliyordu. 4 ay boyunca 3 oda 1 salonun bulunduğu bu evde ne yapabilirdim?
ilk olarak kendi odamdan başlarsam, ve yaşamak için her odaya 1 ayımı ayırırsam belki kendimi iyi hissedebilirdim. başlarda iyi bir fikir gibi gelmesine karşın, sonralarında bunu gerçekleştirmenin ev mensuplarını(koltuklar, masalar, çamaşır askısı, bulaşık makinası, televizyon ve diğer bilimum ev aletleri) zorlayacağını düşündüm.
ev aletlerime karşı bu kadar dokunaklı olmam, gözlerimi yaşarttı ve önümüzdeki 4 ayı düşünmeyi bırakarak, zuhal topalla evlendirme programını izledim.
ilk gün bunu düşünmeyi bırakmış olsam da, ikinci gün kıyafetlerim hiç giyilmedikleri için tozlanmaya başladı. anahtarımı kullanmadığım için, paslandı. ve koltuklar oturmaktan eskiyordu.
evden dışarı çıkmamak için, selenanın her bölümünü ezberlemiş, evlendirme programlarına katılan bütün insanları tanır olmuştum.
semih bey talibi semihayı pazartesi günü beğenmemişti ama salı günü gelen talibi selda onu çok etkilemişti. lakin diğer gün, seldanın alçak bir kadın olduğunun ortaya çıkması semih beyi derin hüzne boğdu.
tüm bunlar bana bir şey katmadığı gibi, televizyonun karşısındaki pembe koltukta uyumama sebebiyet veriyordu. zira zuhal topal ve izleyicilerinin oyun havası eşliğinde dans edişleri ayık durmama yaramıyordu.
tüm bunların dışında, sürekli olarak evde olduğum için gıda tüketimim %80 oranında artmıştı. her can sıkıntısında ağzıma attığım lokmalar, bel, bacak, göbek bölgesinde yağlar olarak bana kendilerini gösteriyorlardı.
cam bozuktu ve açılmıyordu.
artık eve o kadar alışmıştım ki, odamdan ev telefonuna olan mesafe bile bana yollar gibi geliyordu. arada yürüyüşe çıkıp, koridoru dolaşıyordum.
çarşamba günü, kalüferin üzerine kıyafet konulabileceğini keşfettim.
evdeki bitmek bilmeyen, macera dolu keşiflerim yerini, yastığa gömülen uykulu suratıma bırakırken zaman acımazsızca ilerliyordu.
önümüzdeki günlerde, evde yer değişikliklerine olanak sağlamak istiyorum. belki içimde gizli kalmış yeteneklerimi de dışarı çıkartabilirim.
gülegüle.
28 Şubat 2010 Pazar
Neden acabaa
Basketi bıraktım.evet evet doğru duydunuz bıraktım valla.nasıl mı oldu diyosunuz?şöyleki hayatımın en önemli maçında 2 tane yurdum insanı güzel mi güzel hakem sayesinde.maksat ilçe takımı yenmesin.spor yapmak buysa bırakıyorum ulan dedim ve bıraktım.
Bayadır film seyretmiyorum bununda farkındayım.inanır mısınız zamanım olmuyo.e testte çözdüğüm yok bu zamanı nerde harcıyom bunu bilmiyorum.yakınlarda izlemeliyim ama.
Ablamın yazısını okudum dün gazetede çok güzeldi.(bundan sonra affeder beni)
Merveyle çıkmaya başladııım.baya oldu tabi bu ama anca yazıyorum işte.kısmet olmadı.e madem zamanın yok şimdi nasıl yazıyon sen diyosunuz biliyorum.kısmet işte.şimdi annemler evde yok.bunun için rahatım böyle.ve gelene kadar test çözer miyim bilmiyorum.umarım çabuk gelirlerde bende zorlada olsa test çözerim.
O değilde traş olmadım ben ve bugün pazar.halimde yok traş olmaya ama seve seve olmalıyım bence yoksa babam s.ke s.ke yaptırıcak.
amaaan ipimle kuşağım,s.kimle taşağım.ki zaten gör kısmetten çıkınca zik bağdattan gelirmiş.
ananıııı yazının sonlarına pisleşmeye başladım ben.
taam bitti bitti.s.ktir yaa çok yazdım.
Bilmem
Az önce aradı, Kıbrıs'a varmış. ! ay ne çabuk geçti diye düşündüm. Şimdi işin yoksa 4 ay boyunca gün say. Ve bu sabah 3 de babam yanıma gelip sarıldı. "Abini şimdiden özledim, sen gidince napıcam ben" dedi. Suratına baktım. "daha çok var baba" dedim ve film izlemeye geri döndüm. Evet daha çok var. 2buçuk yıl. İçimden "2buçuk yıl sonra senden kurtulacağım" diye geçirdim.
Abimi özledim.
Neyse. O gitti bilgisayar bana kaldı. Sabah 6'ya kadar film izledim. Çok da güzeldi. Öğlen de 1de mi ne uyandım. Tam bi hafta sonu gibi geçti aslında. Bi de annem sokağa çıkmama izin verseydi harika olacaktı. Yarın okulun olduğunu hatırlamak bile istemiyorum aslında. Yine 2 ders boş geçicek. Tam bi okul orası. Belki de geçmez. Belli de olmaz aslında.
Ama herşeye rağmen hayat monoton. En azında bu yaşta. Belli yapılanlar. Saati saatine hemde. Her şeyde bi düzen var. Düzeni bozmak geliyor içimden ama olmuyor. Mesela birazdan burdan kalkacağım, balığa yem atacağım, biraz kitap okuyacağım ve yemek yiyeceğim. Sonrasında yapacak birşey olmadığı için ders çalışacağım. Saat 7 falan olmuş olacak. Yine kitap okuyacağım. Sonra banyo yapıp, saçımı kurutup yatacağım. Her pazar böyle. Hafta içini anlatmaya bile gerek yok. Belli bi düzen; uyan, okula git, okuldan gel, yemek ye, ders çalış, yat. Ve gün bitti.
Konunun abimden buraya nasıl geldiğini bilmiyorum. Ve yazdığım yazıda kendimle ne kadar çelişmişim. Oha. Bugün o monotonluğu bozmuşum ama başta. Şimdi yeniden başlıyor.
27 Şubat 2010 Cumartesi
19 Şubat 2010 Cuma
Ne de güzel.
Tam 9 tane mektup yazdım 5 gün içerisinde. Kutluyorum kendimi. Ve postaladım. İstanbul yolunda artık o 9 harika mektup.
Bide, günler hala yorucu. Uyuyorum sadece. Serviste uyumazdım eskiden. 1 buçuk saatlik yolun tamamını uyuyarak geçiriyorum.
Yani serviste günde toplam 3 saat uyumuş oluyorum. Oha cidden. Ama iyi oluyor.
Okulun da b*ku çıktı zaten artık. Şu dönem bi taktir alsam (karamsar olmamak lazım) hemen gidicem de işte bi alsam.
Kurtulmak lazım artık gavaktan. Bide Erdem'in her duyduğunda midesini bulandıran pastırmalı pilavımdan dün akşam kuzenime yaptım.
Gayet de beğendi yani. Pastırmalı pilav. Bence deneyin. Harika bi lezzet. Sadece kulağa hoş gelmiyor.
İsteğe göre sucuklu da yapabilirsiniz. Öyle de güzel oluyor. Ama sosisli sakın denemeyin. Hiç ama hiç cazip değil.
Yanına da böyle tuzlu bi ayran yapın. Evet almayın yapın.
Tarif yazdım resmen ya. Ama olsun. Siz deneyin bi bu dediklerimi. Eminim ki memnun kalacaksınız.
Bu yazıyı yazarken Yağmur'un önerisi ile Gary Jules- Mad Worl çalıyordu ve bir kavanoz nutella daha bitti.
Merhaba yeni sivilceler, hoşçakal bu yazıyı okumak zorunda olan insan.
15 Şubat 2010 Pazartesi
14 Şubat 2010 Pazar
Valentine kafası
benim bi sevgilim yok evet.olmamak için elinden geleni yapıyo evet.olması için elimden geleni yapıyorum evet.onu seviyom ben evet.o bana tapıyo aslında evet.saçmaladım evet.
Lan o değilde all-star'ı seyrediyom iki gündür.gözüme uyku girmedi uykuya hasretim.bugünde seyredicem.
Ha bide ablam doğum günüme gelicekmiş.severim ben onu çok.
Scic saygıyla sunar.
12 Şubat 2010 Cuma
Böyleyken böyle
Ablam arayıp sormuyo hiç bide beni.ona burdan 'lanet olası pis zenci' demek istiyorum.oysaki süt beyazıdır benim ablam.
Ha bide Merveye kızıyom arada ben.gıcık ediyo beni.utanmasa nefret ediyorum senden dicek ama seviyo aslında.
Dediğim gibi : Böyleyken böyle
6 Şubat 2010 Cumartesi
Biten tatil.
Of yeaa. Tatil bitti olm. Neyse hadi görüşürüüüz. (Saçmalamayı özlemişim :).)
5 Şubat 2010 Cuma
Büzinis kılas
He bide burdan beni çok seven ve beni izleyen ablama selam söylemek istiyorum.
30 Ocak 2010 Cumartesi
ovv çarliii
saat:17.38 annem,babam ve halm beni odada bekliyolardı.kaç aydır istediğim bişeler var.ve bi tanesi olmuş.Lan oğlum ev almışıııııııız.hemde o muhteşem kızın yan apartmanında.çok mutluyum.bugünlük yeter bu kadar yaa
28 Ocak 2010 Perşembe
Ps1
ör:şur çektikten snra aut olursa ''şuuut o atamadı şınayde.'' gibi bi replikle karşılaşıyoruz.evet gülmemekten elde değil.
durup dururken ''koney Emre Kınay'' diyen bi spiker var tabi.gol attıktan sonra ise '' gol gol gol gol gol gol gol goooool.o ama koydun ha.'' diyo.zaten ilk golden sonra insan bu lafın etkisine girip gol atmak istiyo durmadan.bunlar komik şeyler tabi.bide içler acısı durumlar var.adamlar robot şeklinde ve buna rağmen birbirlerinin içinden geçebiliyolar.roberto carlosa roberito karlos diyen bi spiker daha var.
adamlar bu işin japon spikerle olmicağını anlayınca ps2 çıktı zaten ortaya.gayet sevindirici bi durum.hele ps3 var hiç konşmayalım onu.gavura vurur gibi topa vurmalar.gerçek gerçek adamlar.sanki evde yanımda konuşuyo götler.
23 Ocak 2010 Cumartesi
Benimde söyliceklerim var
Lan yarın maçım var.heyecanlanmayın boşuna zaten yenilcez.tek duam az fark.baskette acıma duygusu yok.
Oyun oynamak iyidir.hadi oyniym ben.
18 Ocak 2010 Pazartesi
Çikolataaa.
Bilgisayarımın masaüstününde çikolata resmi var. Sonra canım çekince falan çikolata resmine bakıp kendimden geçiyorum. Hayır tadı neden bu kadar harika ki. Öf. Canım çekti.
Manyaklık hatta psikopatlık derecesinde seviyorum sanırım ben bu çikolatayı.
Bütün paramı harcıyabilirim çikolata için. Bıkmadan da yerim. Çikolata fabrikası. Ne hayal ama.
Erdem bana çikolata al yarın. Bu bi rica.
Neyse.
Neden saçmaladıysam bu kadar.
17 Ocak 2010 Pazar
16 Ocak 2010 Cumartesi
14 Ocak 2010 Perşembe
İki şey saygın yapar:-iradeli olmak -uyumlu davranmak
iki şey kalitesiz yapar:-sürekli şikayet -sürekli dedikodu
iki şey değer katar:-hitabet eğitimi almak -hızlı okumayı öğrenmek
iki şey geri bırakır:-kararsızlık -korkaklık
iki şey boşa kürek çektirmez:-saygı yaratmak -gerçekten sevmek
iki şey başarının sırrıdır:-ustalığı öğrenmek -kendini güncellemek
iki şey mutluluk getirir:-içinin saf olması -ruhsal bilinç
iki şey sempati getirir:-gülümsemek -konuşmak
iki şey çözüm yaratır:-bakış açını değiştirmek -empati yapmak
iki şey yanlış yapmayı engeller:-akıl ve kalp süzgeci kullanmak -hak yememek
iki şey gözden düşürür:-demagoji yapmak -kendini övmek
12 Ocak 2010 Salı
9 Ocak 2010 Cumartesi
428
Biri bana uğurlu rakamımı sorunca 428 derdim.tamam saçma olduğunu bende biliyorum.ama bu size göre saçma yani ben ve bi başkası hariç.çünkü onunda uğurlu rakamı buydu.belkide bu yüzden biz iyiydik.hatta bu rakamı düşündükçe mutlu olurduk biz.''nerden esti olm bu şimdi?'' diyebilirsiniz.lan onu buldum tekrar.bi ara bırakıp gitmişti beni,la bi baktım beni hatırlamıış.bi kötü oldum,bi garip oldum ki sormayın.dedim ''çok özlemişim ben bu boku yaa.''. aynen böyle dedim evet.şu an hala onun geri geldiğine inanamıyorum.sanki biri bana şaka yapıyo.ama olsun bu şakaysa bile değerlendirmek lazım.sadece anı yaşa erdem.
Ha bide burdan benim yazdıklarımı okumayan anneme ve babama selam söylüyom.
La anne demişken ilkokul öğretmenim(ayşe yılmaz) geldi aklıma.onunda allah belasını versin hala dört işlemde problem yaşıyom.
Ulan dört işlem deyincede şimdiki matematik öğretmenim geldi aklıma(Canan taşçı).onunda allah belasını versin.Cananın camı kırılmış camcı gelmiş canana cam takmış.
Neyse la saptım konudan iyice.Bu yazının özeti : mutluyum çok. (F.D )
5 Ocak 2010 Salı
Bilemedim ben onu
Yeni yıla iyi mi kötü mü bilemediğim bi giriş yaptık.trajedik olabilir.jazzdan bizim eve gelmek için çıktığımızda elimizde efes pilsen kutusu yaklaşık 40a 20 boyutunda.evet çiftlikte bunla gezdik.saçma sapan bakışlar üstünde tabi.ama zorundaydık eğer onla ara sokaklara girseydik hem 5 litre biramız gidicekti hem gençliğimiz.eve geldik.kendi evimde sadece 4 kişi olcağımızı zannediyodum.önce armağan-erkut-ben eve geldik.emreyi çağırdık çağrıyla beraber geldi.samet ve kaan emre geldi.rasim-mertcan ikizi geldi.daha birileri var mıydı hatırlamıyorum.bi güzel 5 litre birayı bitirdik.su gibi gitti zaten.üstüne bi 35lik cin bitirdik.ve bunların üstüne kimsenin içememesi üzerine armağanla ben bi 70lik rakı devirdik.rasimler gitti.emrenin kafası güzeldi karşı apartmana gitmesi yarım saati aldı ama gitti.biz armağanla 3er bira daha aldık.içtik.daha son kanal d izlerken bi anda şöyle bi yazı gördük. 'Amerikanın en çok izlenen erotik kanalı' nooluyo lan demeye kalmadı 4 apaçi filme daldık.kaan emre kafayı yağtığı için ağzı açık seyrediyodu.erkutu yatırarak onuda zorla yatırmış olduk.armağanla ben evi topluyoduk.telefon çaldı.saate bi baktım 3.annem arıyo.'biz kapı önündeyiz haberin olsun.' bu : 'biz geliyoruz evdeki bütün pislikleri temizleyin bi delil kalmasın çoçuğum.' bu demek.annemler 4 kat çıkana kadar herşeyi yaptık ve annemlere kapıyı açtık.gece daha vahimdi.armağanla yatmışım.bacağımla fetiş yapmış galiba bilmiyorum.sabah armağanı görünce bi korkmuştum zaten.saat 11de uyandık.az oturduk.saat 12 oldu babam uyandı yanımıza geldi.buzdolabına sakladığım biraları görmüş.(kapağına koymuştum görmesi doğal.) ''nooldu içemediniz mi yoksa? :D ' dedi. 'hayır biz sana ayırdık onları' dedim ve başını gösterdi bana.yeterince içmişti bunu anladım.daha sonra evden çıktık ve normal bi yaşantı.hiç bişe değişmemişti sanki.tekrar dersane tekrar ders tekrar test.bunlar hayatın acımasızlıkları.harbiden acımıyo göt yaa.
bayadır yazmıyodum lan iyi geldi.