28 Nisan 2010 Çarşamba

Ne desem?

Yazı yazabilirim hemde tamamen Türkçe. Birsürü rencide etti Erdem zaten beni. Bu yüzden daha düzgün yazacağım artık. Kesin kararlıyım.
Neyse. Kavga gürültü çok oluyor bu aralar.
Bide deli oldum şu anda. Bi film izliyim dedim alt yazı uyumsuz çıktı. İndirmeye de üşendiğim için filmden tiksindim. Ama güzel filmdi. Yazık oldu. -OHA BİNAYA BAK- diye kaldım. Ama oha. Gerçi bina değil gökdelendi. Dışı aynaydı. Ne güzel. Saçmaladım evet. Bide adam karısını aldatmasaydı iyiydi ha.
Kalkıp ders çalışmam gerekiyor. Hemde ingilizce. Yarın okul var uf. Gerçi son 36 gün falan kaldı. (hafta sonları hariç tabi) Bitse de gitsek havalarına girdim.
Neyse yazı bitsin artık. Biliyorum sıktım ama ne yapabilirim ki? -Daha az saçmalıyabilirim.
Gidiyorum evet. Ve "Etraf aydınlık".

Havalar güzelleşti. Ama ben hala babamdan nefret ediyorum

27 Nisan 2010 Salı

eğer, artık gerçekten hayattan zevk alamıyorsanız,
gidip facebook takipçilerinize bakın.

26 Nisan 2010 Pazartesi

Tamam ya tamam bizde burdayız işte. Yalnızca çok yoğunuz. Malum çoluk çocuk falan yani.

Neyse. Olm büssürü yazılı var lan. Okulların kapanmasına da 1 buçuk ay kalmış bu süre zarfında 19023890180 tane yazılı olacağız işte.
Bu yüzden yazamıyorum çok. Yoksa yazarım bilirsiniz.

25 Nisan 2010 Pazar

Acı gerçekler

sevgilinden ayrıldıktan sonra gururuna yediremeyip geri dönmezsin ve her zaman pişman olan sen olursun.
hayatta keşkelerin iyi ki'lerinden çoksa sen yaşamış sayılmazsın.
kimse dirseğini yalayamaz
hepimiz ölücez
aşk bi yalandır
her gencin g.tüne girecek bi ygs ve lys var
en geç 18e gelen her erkek karıya gidicek
queintin tarantinoyu tanımayan insanlar var
karikatürü düzyazı gibi okuyan insanoğulları var
pileysteyşında yenilen herkes suçu elbet kolda bulur
akşam gördüğü rüyasını sabah hatırlamayan bir sürü insan var
bu yazıyı okuyanların %95'i dirseğini yalamaya çalışacak
bu blog sadece benle yürümez

23 Nisan 2010 Cuma

Fakirhane burası

ablam geldi bu sabah gayet güzeldi ama özlememişim çok.sanki 2 hafta önce görmüş gibiydim onu.evet evet gördüm istanbuldaydım.neyse öğlene kadar onlaydım 2 gibi çıkıp armağanlara gittim.gittiğimde evin ağzına sıçmışlardı zaten buzdolabını kırmışlar örtüyü yakmışlar falan.5 kişiden 60 milyon para çıktı anca.bizde gidip bütün parayı alkole yatırdık tabiki.benim fikrim 60 milyona 25-30 tane bira almaktı ama bunlar parayı bulunca tutturdular vodka diye hadi vodka alıyosun lan niye absolut alıyosun manyak.la hadi aldın niye mandalinalı alıyosun yaa.para bitti nerdeyse kalan paraylada hemen bira aldırdım.vişne suyu falan almışlar içmeye başlarken farkettim ben bu mandalina olayını.mandalinalı vodkayı vişne suyuyla karıştırdık iyice sıçtı içki tabi.kızlar çok içemedi yine bize kaldı içkiler içtik tabi alkol kayırmam ben asla.üstünede biralardan bi tanesini yere döktük çok güzel oldu.temezleme olayı bize aitti tabi.bana iğrenç bi karışım yaptılar ve onu içirdiler.bira vodka meyve suyu sigara külü falan.en son evden çıkarken tamamen sıçıp sıvanmış bi evdi.tam çıkıcaz armağanın annesi geldi.kötü oldu tabi orası.sonra yeşilyurda doğru giderken marinde doğum günü olduğunu öğrendik ve betül yalnız kalmasın diye oraya gittik.5 dk bile durmadan çıktık.ortam sarmadı hiç.zengin doluydu bi kötü oldum züppelerle aynı ortamda olduğum için.sonra hemen bedava gezebilceğim yeşilyurda gittik.azcık dolanıp eve geldik.bi kuruş paramız yoktu cebimizde yine yürüyerek oluyo bunlar.biz bunları yaparken bizden küçük insanlar arabayla marine doğum gününe geliyolardı.hayat gerçekten garip ya bilmiyorum nasıl oluyo bunlar.
Sonuç olarak ablam içerde beni bekliyo hatta yanıma geldi şu an ve 'demagoji mi yapıyon lan' dedi bana.içeri gidip ablamın yanında durmak istiyorum.gün geçmiyorki bir garipliğimz daha yaşanmasın.
yetmez mi bu kadar ya tamam

HFÖ

Ona mahsuben

20 Nisan 2010 Salı

Gaz kafası

Dün yazamadım bunu şimdi yazayım bari dedim.saat 7yi geçmişti sanki evde inanılmaz bi yanık kokusu vardı.bende bayılırım böyle kokulara.yanık olsun,benzin olsun,tiner olsun falan.işte o kokulardan birini algılamıştı bu koca burun.bende müzikle birlikte içime içime çektim bu kokuyu nasıl olsa dışardan geliyodur diye.yarım saat oldu koku gitmek bilmiyo.dedim bi kaldır kıçınıda bak erdem ne bu koku.kalkar kalkmaz sendeledim başım falan döndü kafa bi dünyaydı o ara.hemen tutundum sandalyeme.sonra hemen odaları gezdim.bi baktım mutfaktan bi gaz kokusu.biraz bekledim içerde azcık kafa yaptım orda tabi.fena şekilde kafa yapıyo ama bunu gördüm.sonra ocağı kapattım ve herşey bitti.ama o yarım saatlik kafa güzeldi herşey dönüyo falan.
Böyle diyorum ama gidip bütün ocakları falan açmayın evde kafa yapıcaz diye üstüme kalırsınız sonra.çok kafa yapmak isteyen varsa beni bulsun daha insancıl yollardan yapalım biz.

Saat

Gün saymayı geçip saat saymaya başlamamız falan. 75 saat 7 dakika kalmış mesela. O derece kafayı bozduk.
Aşırı sevgi de var tabi. Evet evet.
75 saat 6 dakika.

18 Nisan 2010 Pazar

öyle zamanlar oluyor ki, şuana kadar yaptığım her şeyden pişmanlık duyuyorum.
bütün geçen zamanı geri istiyorum.
sonra da gidip saçlarımı yeniden turuncu yapıyorum.
yeniden.

17 Nisan 2010 Cumartesi

Çok özür

Sevgili dostlar biliyorum beni çok özlediniz evet ama yazamadım bir süre açıklamam var tabi.şimdi ilk olarak biz taşındık falan ya internet gelmedi sonra geldi gibi oldu ben istanbula gittim bi geldim yine gitmiş bende zorlana zorlana müşteri hizmetlere varana kada gittim ve interneti açtırtım.şimdi ise karşınızdayım.neler neler oldu bi anlatmaya başlasam varya ne siz okursunuz o kadar yazıyı ne de ben yazarım zaten.en güncel konulardan başliym ama.
tam 2 saat önce halı saha maçım vardı ve ben süper bi şekilde sakatlandım.öyle böyle değil ama bi koydular uçtum falan yani o dereceydi.sonuç olarak yürüyemiyom şu an.zaten manyak mıyım yürüyerek niye yazı yazıcam oturmak iyidir.sınav olduk 80 soruda 62 net yaptım ben bi dahi olma yolunda ilerliyorum galiba bilemiyorum.yolda yürürken yağmuru gördüm.istanbulda ekşın yapıp ablamın yanına kaçtım.hatta kaçıp istiklalde ilk gördüğüm kişi dershane matematik hocamdı.o da kaçmış meğersem.saat 4.30da kafa bi dünya çıkıp otelde hayalet falan olduk iyidi ya herşey.sizin nasıl geçti günleriniz bensiz?üzülmeyin biliyorum bensiz hayat olmaz.içmekten sıçmaktan vakit yok vala yaa inanmıyo kimse bana.neyse bu bi başlangıç ve geniş özet yazısıydı.
To be continud...

14 Nisan 2010 Çarşamba

yarın, gerçekten güzel bir gün olsun istiyorum.
renkli silgiler almak istiyorum.
güzel renkli boya kalemleri de beraberinde.
bugün, kasası yeşil renkte olan bir uçlu kalem almak için 79 metre yürüdüm.
80 olmadan geri döndüm.

10 Nisan 2010 Cumartesi

İstanbul. Bekle bizi diyorum ben sadece.

Ha bide ben bu aralar bayaa bildiğin aptal oldum. Öyle yani.

3 Nisan 2010 Cumartesi

buradan bana gribi bulaştıran insanlara sesleniyorum.

'bulaştırmasaydınız iyiydi be!'
Dershane 5.si oldum ya iyice havalandım ha ben!
Hemde 26 netle.h

1 Nisan 2010 Perşembe

bu aralar, sürekli olarak jazz müzik dinleyesim var.
jazz diyorum, iyidir.
evet.